Vitrindeki albümler

ŞİRİN SOYSAL ‘KIRIK KALPLER KULÜBÜ’ (LAST ACT)

Şirin Soysal son zamanlarda yaşamında meydana gelen radikal değişikliklerden etkilenerek kaleme aldığı şarkıları paylaşıyor. Leonard Cohen’in “Her şeyde bir çatlak vardır, ışık bu çatlaklardan girer” sözünden ilham alarak yazdığı yedi şarkılık “Kırık Kalpler Kulübü”, boynu bükük itirazlar, zor zamanlardan çıkış arayışları, bağırıp çağırmadan yapılmış eleştiri ve özeleştiriler bütünü.

Söz, müzik, düzenleme ve prodüktörlüğünü üstlendiği çalışma, mütevazı koşullarda, Şirin’in ev stüdyosunda hayata geçirilmiş. Sadece iki parçada gitarıyla eşlik eden Amit Erez (The Secret Sea), bir parçanın çello düzenleme ve icrasını yapan Yoed Nir ve iki parçanın baslarını çalan Ömer Nafiz ise kendi stüdyolarından konuk olmuşlar. Bir şarkının perküsyonlarını Soysal’ın eşi Erdem Yavaşca çalarken, kalan tüm icraat Şirin’in başının altından çıkmış. Caz şarkıcısından ziyade şarkıcıhikâye anlatıcı gibi. Açılıştaki “Hayır Hayır Hayır”da ilk kez rap yapmış. Akustik ve içine dönük bir albüm; ruh halini en iyi anlatan şey şarkılardan birinin adı: “Kahve ve Melatonin”.

Beşinci albüm “Kırık Kalpler Kulübü”, Şirin’in doğru bildiği yoldan yürümeye istikrarla ve dirençle devam ettiğini gösteriyor; hayatından çekip çıkardığı satırları bizlerle paylaşmayı sürdürerek.

CİHAN KAHVECİOĞLU ‘WHEN THE FUGUE ENDS’

Cihan Kahvecioğlu yeni kuşak davulcular arasında kararlı konsepti ve karakteriyle dikkati çekenlerden. İstanbullu müzisyen ne de olsa YTÜ. caz-davul bölümünde Şenol Küçükyıldırım, Şevket Akıncı, Ricardo Moyano, Evrim Demirel, Kamil Erdem gibi sert ve tavizsiz hocaların tedrisatından geçmiş. Davul dersleri vermiş (Göksel, Eda Baba, Lara Di Lara, KAM gibi) isimlere piyasada eşlik etmiş. Özgün projelerde yer almış, avangard caz öğeler barındıran albümlerde çalmış. Şimdi kendi beste ve doğaçlamalardan oluşan ilk solo albümü ile karşımızda.

“When the Fugue Ends” meditatif, ritmik ve armonik yapıların çağdaş bir anlayışla ele alındığı doğaçlama albümü. Sekiz parça birbirlerine oranla bazı atmosferik farklar taşısa da albümün genelinde ECM’nin fusion ruhuna yakın bir hava var. Batılı formlarda icra edilmiş parçalar arada bir Okay Temiz gibi ince fusion çizgiler de taşıyor. Cihan bencil davranmıyor; kendisine eşlik eden saksofonda Gürtuğ Gök, gitarda Cansun Küçüktürk, klavyelerde Emil Tan Erten, bas gitarda Okan Kaya’ya geniş alanlar açarak ifade özgürlüğü tanıyor. Bu sayede orkestra güçlü bir uyum yakalıyor. Zaten uzun süredir birlikte çalıyor.

Çokça gördüğümüz tekdüze bestelerin yer aldığı davulcu albümlerinden biri değil bu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir