TBMM’de 23 Nisan Özel Oturumu’nda gündem ‘yeni anayasa’

TBMM’de 23 Nisan Özel Oturumu düzenleniyor. Oturumun açılışında konuşan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Öncelikli gündem asra uygun anayasa. Bu haftayı geride bırakıp partilerle yapacağımız temaslarla bu süreci başlatacağız” dedi.

TBMM Başkanı Kurtulmuş’un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle oldu:

HER KURUMUN BU SÜRECE KATKI VERMESİNİ TEMENNİ EDİYORUZ: Bir kere daha altını çizerim ki TBMM yasa ve anayasa yapma gücüne de selahiyetine de sahip. Bu Meclis halkın verdiği oyların yüzlerin 95’ine sahip bir Meclis’tir. Yeter ki doğru zeminlerde tartışmayı başaralım. Doğru yöntemler de partilerin uzlaşı ile varacağı yöntemlerdir. Gerçekten sivil, darbelerin gölgelerinden kurtulmuş anayasa yapması Meclis’in boynunun borcudur. Öncelikli gündem asra uygun anayasa. 23 Nisan haftasından sonra, önce partilerle yapacağımız temasla süreci başlatmayı düşünüyoruz. Fikri olan her kurum sürece katkı vermeli.

DAHA GÜÇLÜ TÜRKİYE İSTİKAMETİNDE YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ: İlk meclisten aldığımız ruhla güçlü bir şekilde yürüyüşümüze devam edeceğiz. Her yıl 23 Nisan’ı kutlamakla kalmayıp daha demokratik, daha güçlü Türkiye istikametinde yolumuza devam edeceğiz. Gazze’de hayattan koparılan, açık bir mezarlığa dönüştürülen Gazze’nin çocuklarını sevgi ile kucaklıyor Gazze şehitlerine de Allah’tan rahmet diliyoruz. Başta Atatürk olan cumhuriyetimizin kurucularını yad ediyorum.

Numan Kurtulmuş

Kurtulmuş’tan sonra kürsüye AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler çıktı.

Ardından CHP lideri Özgür Özel, Genel Kurul’a hitap etti. Özel şunları söyledi:

O GECE MECLİS’İ AÇMAYI İLK TEKLİF EDEN MİLLETVEKİLİYİM: Bugün bulunduğumuz koltukları kıymetli kılan gerçeklik; Meclis’in bir askeri mücadele sonucunda kurulmadığı; Meclis’in bir askeri zaferi yönettiği ve devlet kurduğu gerçeğidir. Dolayısıyla dünya tarihinde sandıktan çıkan iradenin kurduğu tek bir ülke varsa, o da kuşkusuz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Ve genç Cumhuriyetimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, Parlamentoda alınan kararlarla yükselmiştir. Atatürk’ün ifade ettiği gibi; “Türk milleti mukadderatını, Büyük Millet Meclisi’nin kifayetli ve vatanperver eline tevdi ettiği günden itibaren, karanlıkları sıyırıp kaldırmış ve ümitle istikbale yönelmiştir. Yeni Türkiye Hükümetinin öz cevheri milli hâkimiyettir.” Ülkemiz ne zaman milli iradeden, demokrasiden uzaklaştıysa geriye gitmiş, vatandaşlarımızın refah seviyesi eksilmiştir. Askeri darbelerle, vesayetlerle demokrasimiz pek çok kez kesintilere uğratılmıştır. Son olarak 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi ile hedef alınan yine demokrasimiz olmuştur. O gece Meclis’i açmayı ilk teklif eden milletvekiliyim. Ve o gece Meclisimiz, 100 yıl önce top seslerini duyarken aldığı kararlarla kazandığı gazilik unvanını, devlete yerleştirilen bir terör örgütünün darbe girişimindeki direnciyle ne kadar hak ettiğini tüm dünyaya göstermiştir. Bombardıman altında sığınaktan, darbe girişimine karşı Meclisin ortak bildirisi kaleme alınırken, tüm siyasi partilerin temsilcileri Parlamentonun güçlendirilmesi gerektiği noktasında fikir birliği içindeyken; Yasama yetkisinin münhasıran Parlamentoda olmasını ortadan kaldıran bir anayasa değişikliği, maalesef darbecilerle mücadele etme gerekçesiyle ilan edilen OHAL şartlarında müzakere edilmiş ve OHAL şartlarında referanduma sunulmuştur. Bu pek çok demokratik ülkenin anayasasında yasaklanan ancak 12 Eylül anayasasını yapan darbecilerin, sıkıyönetim şartlarında anayasa yapma ayıbını örtmek için anayasaya koymaktan kaçındıkları bir tedbirdir. Bu ülkeyi Atatürk önderliğindeki Meclis’in demokrasiye inancı kurtarmıştır.

ŞÜPHESİZ MİLLET SÖZÜNÜ SANDIKTA SÖYLER: Şimdi ise Meclis’in demokrasiyi kurtarmasına ihtiyaç vardır. Şüphesiz bunun ilk aşaması, milletin kararına, tercihine, seçimine saygı duymaktır. 31 Mart yerel seçimlerini geride bıraktık. Bugün burada, milletin oylarıyla Türkiye’nin birinci partisi yaptığı Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı olarak sizlere hitap etmekten onur duyuyorum. Bugün bizler, 2023 seçimleriyle Meclis’te oluşan iradeye nasıl saygı duyuyorsak, Yerel seçimlerde oluşan iradeye de aynı saygıyı beklemekteyiz. Seçimlerin hasbelkader kazanıldığı şeklindeki ifadelerin, “Seçimi Cumhuriyet Halk Partisi değil biz kazandık” gibi bir inkârcı tutumun, milli iradeye temelden bir hürmetsizlik olduğunu belirtmek isterim. Böyle bir tavrın, bugün dağ gibi büyüyen sıkıntılarına çözüm bekleyen halkımıza bir faydası olmadığına da dikkat çekmek isterim. Şüphesiz millet sözünü sandıkta söyler. Siyasete düşen görev de milletin sandıktaki mesajını iyi okumaktır. Millet, 31 Mart’ta ülkemizde yeni bir siyasi iklim yaratmıştır. Bu iklime ayak uyduranlar ileriye gidecek, uyduramayanlar, milletle inatlaşmaya devam edenler ise başarısızlığa sürüklenecektir. Bu nedenle toplumun sorunlarını görmezden gelen, kutuplaştıran, ayrıştıran politikalar, artık siyasetin gündeminden çıkmalıdır. Milletimiz seçimlerde; demokrasi, hukukun üstünlüğü ve her alanda adalet mesajı vermiştir.

CAN ATALAY’IN MİLLETVEKİLLİĞİ DÜŞÜRÜLDÜ: Bugün burada 594 milletvekiliyiz. 4 arkadaşımız, 3 hafta önce belediye başkanı seçilerek, bu görevlerinden ayrıldı. Kocaeli Milletvekilimiz Hasan Bitmez, Genel Kurul salonunda geçirdiği rahatsızlık sonrası yaşamını yitirdi. Bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Ancak Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliği, bu Meclis, Anayasa’ya aykırı bir yargı kararına direnemediği için düşürüldü. 24. Yasama Döneminde, grubu bulunan 3 siyasi partiden hapishanede olan milletvekillerimizin hukukunu bu Meclis bir şekilde koruyabilmişken, yönetim sisteminin değiştirilmesinin ardından Meclis, seçilmiş milletvekillerinin hukukunu koruyamamıştır. Cumhuriyeti kuran bir Parlamentodan, seçilmiş milletvekilini koruyamayan bir parlamentoya gelinmiş olması Meclis’in güçsüzleştiğinin en önemli kanıtıdır.

SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ KONUSUNDA ATILACAK HER ADIM İÇİN BİZ BURADAYIZ: Milletin son seçimlerde, siyasete çizdiği yeni hattın gereği olarak: artık milletin gündemi olmayan hiçbir konu, hiçbir tartışma, bu Meclis’in de siyasetin de gündemi olmamalıdır. Türkiye’nin birinci partisi olarak bizim varlığımız ve demokrasiye inanan her bir vatandaşımızın varlığı, toplumun ihtiyaç duyduğu bu siyaset hattının teminatı olacaktır. Milletin muhatap edildiği yakıcı sorunların; dar gelirlilerin, emeklilerin, emekçilerin, çiftçilerin, işsizlerin, atanmayan öğretmenlerin, mülakat mağdurlarının, staj ve çıraklık mağdurlarının, emeklilikte adalet isteyenlerin, kadınların ve gençlerin sorunlarının çözümü konusunda atılacak her adım için biz buradayız. Ancak milletin derdi olmayan suni gündemlerle, şahsi makamları koruma amaçlı taleplerle, gereksiz kavgalar ve polemiklerle Türkiye’yi meşgul etmek için bir muhatap arayan varsa, biz orada olmayacağız. Sorun neredeyse, çözümü oradadır. Milletin sorunlarının kaynağı siyasetteyse, çözümü de yine siyasettedir. Yıllardır yok sayılan, hor görülen toplum kesimlerine hakkını verecek adımları atmak, politikaları üretmek, kararları almak bu parlamentonun görevidir. Meclisimizin ilk başkanı, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetimizi gençlere emanet ettiği gibi 23 Nisan’ı da çocuklarımıza armağan etti. Biliyoruz ki; çocuklarımızın hayallerine kavuşmalarını temin etmenin yolu da yurttaşlarımızın müreffeh yarınlara ulaşmasının yolu da; 104 yıl önce açtığımız bu Meclisimizin üzerine titremekten, itibarını korumaktan ve Meclisimizi güçlendirmekten geçiyor. Bu duygularla, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyor, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve Cumhuriyetimizin kurucu kadrolarını saygı, rahmet ve minnetle anıyorum.

Özgür Özel

Özel’den sonra DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları kürsüye çıktı. Hatimoğulları ise şu ifadeleri kullandı:

YAMALI 12 EYLÜL ANAYASASI’NI HEP BİRLİKTE DEĞİŞTİRELİM: 31 Mart seçimlerinin ortaya koyduğu irade oldukça güçlüdür. Siyaset kurumuna şu mesaj verilmiştir: 31 Mart seçimlerinde bütün halklar eşit yaşam talep etmiştir: Kürt halkının verdiği ortak yaşam mesajı en iyi şekilde anlaşılmalıdır. İktidar Kürt meselesinde güvenlikçi anlayışa çakılı kaldıkça geçmişteki partiler gibi kaybetmeye mahkumdur. Gelin yamalı 12 Eylül darbe anayasasını hep birlikte değiştirelim, hep birlikte yeniden inşa edelim.

CUMHURİYET TARİHİ KRİZLERİN TARİHİDİR: Yüzyıllık Cumhuriyet tarihi, aynı zamanda darbelerin, ekonomik krizlerin, istikrarsızlığın ve otoriterliğin tarihidir. İlk yüzyılda rejim demokrasiye hep mesafeli durmuş; toplumun demokratik taleplerini kriminal vaka haline getirerek tanımamış, buna itiraz eden tüm kesimleri şiddet yöntemleri ile bastırmaya çalışmıştır. Cumhuriyet bugünkü varlığını ülkede yaşayan bütün halklara, inançlara ve emekçilere borçludur. Buna rağmen bu kurucu iradeyi yok sayan anlayış halen devam etmektedir.

TOPLUMUN TEMEL İHTİYAÇLARINDAN BİRİ DEMOKRATİK ANAYASA: İnkarın kaynağını bulmak ve bununla yüzleşmek tüm siyasal dinamikler açısından bugün büyük bir sorumluluk haline gelmiştir. 1920 yılı öncesinde devrede olan tekçi siyasi anlayış, 24 Anayasası’yla yeni ulus devletin katı ve sistematik aklı haline dönüşmüştür. Tarihsel inkâr, temel referanslarını ülkenin tüm farklılıklarını yok sayan 1924 Anayasası’ndan almaktadır. Tek tip yurttaş yaratma, merkeziyetçilik ve inkâr konularında daha sonra yapılan tüm Anayasalar, maalesef 1924 Anayasası’nın kötü birer kopyası durumuna düşmüştür. Bugün Türkiye toplumunun temel ihtiyaçlarının başında demokratik bir anayasa gelmektedir. Cumhuriyetin ilk yüzyılında devlet kendisine tek tip ve sermayenin hizmetinde bir halk yaratmak istemiştir ama başarısız olmuştur. İkinci yüzyılda siyasetin görevi, yaşanan sorunlara kalıcı çözümler getirecek olan halkların demokratik yönetimini kurmaktır. Bunun önemli adımlarından birisi Demokratik Anayasa yapım sürecine girmektir. Bunun için yapılması gereken acil şeyler; çatışma ve kutuplaştırıcı iklime son vermek, toplumsal barışı tesis etmek en geniş toplumsal mutabakatı aramak üzere yol ve yöntemler üzerinde çalışmaktır.

ÇIKIŞ YOLU TOPLUMSAL MUTABAKATIN GÜNCELLENMESİ: Cumhuriyetin ikinci yüzyılında krizlerden çıkışın yolu 1920 ruhuyla 1921’de yapılan toplumsal mutabakatın güncellenmesinden geçmektedir. Yüzyıllık cumhuriyetin demokrasi krizlerinde İttihat ve Terakkicilerle, Hürriyet ve İtilafçıların büyük sorumluluğu oldukça büyüktür. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında, geçmişle yüzleşme ve geleceğin demokratik inşası siyaset kurumunun temel görevidir. Burada Meclis kurucu bir iradeyle Kürt meselesinin çözümü ve Türkiye’nin demokratik bir yüzyıla adım atmasının tarihi bir sorumluluğuyla karşı karşıyadır. DEM Parti olarak bizler çözüm konusunda dün olduğu gibi, bugün de elimizi taşın altına koymaya hazır olduğumuzun altını bir kez daha çiziyoruz.

BÜYÜK BİR İÇ BARIŞ MUTABAKATI YAPALIM: Bu ülkeye gerçek ve kalıcı bir bahar; Kürt sorununun demokratik çözümü başta olmak üzere herkese daha fazla iş-aş-ekmek verilmesinden ve bu sistemin kurulmasından daha fazla demokrasi, özgürlük, eşitlik ve adaletin tesis edilmesiyle mümkündür. Yaşadığımız bölgede yeniden savaş projeleri tesis edilirken, kan ve gözyaşıyla gündeme geldiği bir eşikte; ortak bir yaşam ve demokratik bir toplum için tüm kesimlerle konuşmaya, sorunlara müzakere yoluyla çözümler konusunda yol almayı isteriz elbette. Bu sebeple gelin yamalı 12 Eylül darbe anayasasından hep birlikte kurtulalım ve Demokratik Cumhuriyeti beraber inşa edelim. Gelin, başta parlamento olmak üzere siyaset kurumunu her türlü vesayetten kurtaralım. Gelin dünyada tohumu ekilen, Ortadoğu’da fidelenen savaş ve kargaşaya karşı Türkiye ve bölge halklarını korumak adına büyük bir iç barış mutabakatı yapalım. Geçmişe borcumuz; çocuklara, geleceğe sözümüz var. Ülkeyi hak ettiği refaha, barışa ve demokrasiye kavuşturmak için ortak akıl ve ortak mücadele konusunda kararlı ve hazırız. Ve buradan sevgili çocuklara seslenmek istiyorum; Çocuklar inanın, güzel günler, güneşli günler göreceğiz. Biri peri masalı dinler gibi motorları maviliklere süreceğiz. Özgür ve mutlu bir ülkeye sizlere hep birlikte armağan edeceğiz. Bu da buradan siz sevgili çocuklara sözümüz olsun.

Tülay Hatimoğulları

Hatimoğulları’nın ardından kürsüye MHP Grup Başkanvekili Erhan Akçay çıktı. Akçay’ın açıklamaları şöyle:

MECLİS, YURDUMUZDAKİ KARA BULUTLARI DAĞITMIŞTIR: Tarihte öyle dönemler vardır ki manası çağları aşarak, geçmişten geleceğe bir köprü gibi uzanır. Büyük devlet olmanın, millet şuuruyla birlikte yaşamanın mihenk taşları bu dönemlerde gizlidir. Bu sebeple bağımsızlık ve egemenlik destanımız olan 23 Nisan, büyük devletler kuran, 3 kıtada 7 iklimde bütün insanlığı kucaklayan Türk milletinin şanlı tarihinin müstesna bir örneğidir. Türkiye Cumhuriyetini bugün anlayabilmek için 104 yıl önceki zor şartları mutlaka hatırlamamız gerekiyor. Unutmayalım ki TBMM’nin kurulduğu o günlerde ülkemiz işgal edilmiş, ordularımız dağıtılmış, silahları elinden alınmıştı. Uzu savaş yıllarında nüfusumuz erimiş, milletimiz yoksul ve bitap düşmüştü. Bu şartlar içinde tek umut veren düşünce milletimizin gönlünde canlı ve dipdiri olan bağımsızlık aşkı ve vatan sevgisiydi. 19 Mayıs 1919’da Samsun’da yakılan tam bağımsılık meşalesi Amasya, Erzurum, Sivas, Balıkesir, Alaşehir ve Nazilli kongreleriyle vatan sathına yayılmış, 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılmasıyla vücut bulmuş, milli mücadelemiz zaferle sonuçlanmış, Cumhuriyetin ilanıyla taçlanmıştır. Ankara’da açılan Meclis, yurdumuzun üstündeki kara bulutları dağıtmış, umutsuzluğu ve karamsarlığı silip atmıştır.

BU VATANIN SAHİBİ TÜRK MİLLETİDİR: 23 Nisan millet iradesinin devlet idaresine dönüştüğü gündür. Bu Meclis İstiklal savaşımızı yöneten ve Türkiye Cumhuriyetini kuran Meclis’tir. Gazi Meclis’imiz 15 Temmuz 2016’da FETÖ’cü hainler tarafından alçakça bombalanmasına rağmen hainlere geçit vermemiştir. Türkiye Cumhur,yeti’nşn sınırları cetvelle değil kanla çizilmiştir. Bu topraklar ebedi vatanımızdır. Türkiye Cumhuriyeti tek millet, tek devlet, tek vatan, tek bayrak, tek dil esasına dayalı milli ve üniter bir devlettir. Bu vatanın sahibi Türk milletidir. İstiklal Marşının söylenmesine karşı çıkan, Türk bayrağının asılmasını ve şehitlerimize saygı duruşunu reddeden, Cumhuriyeti’mizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ile Türk milletini birliğini temsil eden cumhurbaşkanımıza saygısızlık ederek kaba ve yaralayıcı ifadeler kullananları şiddetle kınıyorum.

TÜRKİYE, KAYBOLAN YILLARINI TELAFİ ETMEKTEDİR: TBMM, Türkiye Cumhuriyeti’nin hafızasıdır. Ülkemizin pek çok hamleleri ve demokrasi bu çatı altında olgunlaşmış, bu sıralarda perçinlenmiştir. Ne yazık ki siyasi tarihimiz çok sayıda siyasi krizlerle, darbelerle, vesayet girişimleriyle kesintiye uğramıştır. Sistemden kaynaklanan sorunlar nedeniyle siyasi istikrar bir türlü sağlanamamış, ülkemizin temel meseleleri adeta ortada kalmıştır. Siyasi istikrarsızlıklar nedeniyle hayati yatırımlar ve projeler yarım kalmış, bazı yıllarımız heba edilmiştir. Terör örgütleri ve ihanet yuvaları siyasi istikrarsızlıktan yararlanarak memleketimize ağır bedeller ödetmiştir. Cumhur İttifakı 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında Türkiye’nin maruz kaldığı saldırılara, tehditlere karşı ülkemizin istiklali ve istikbali için kurulmuştur.

Aziz milletimiz; 14 ve 28 Mayıs 2023’te Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini üçüncü kez teyit etmiştir. 28. yasama döneminde Meclis’imiz yüzde 95 gibi yüksek bir temsiliyete ulaşmıştır. Meclis’imiz 15 siyasi parti, 6 grup ve 5 bağımsız milletvekiliyle çoğulculuğa, temsilde adalete ve sandalye dağılımı itibariyle uzlaşmacı bir yapıya sahiptir. Türkiye yeni sistemle prangalarından kurtulmuş, siyasi istikrara kavuşmuştur. Türkiye kaybolan yıllarını telafi etmektedir. Türkiye, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle yakaladığı istikrarla, Atatürk’ün gösterdiği muassır medeniyet seviyesinin üstüne çıkma hedefine emin adımlarla ilerlemektedir.

(HABER MERKEZİ)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir