Siyanürlü toprağın depolanmasında geçirmezlik tabakası yok

İSTANBUL – Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Erzincan İliç’te Anagold Madencilik’e ait altın madeninde 13 Şubat’ta yaşanan siyanürlü toprak kayması sonucunda akan malzemenin geçici olarak depolanacağını açıkladı. Üç bölgeye taşınacak siyanürlü toprakla ilgili TMMOB ise Bakanlıktan bilgi talep etti. Bakanlıktan verdiği yanıtta, geçici depolama alanlarının ikisinin zeminine kil tabaka işlemi uygulanırken yalnızca birine membran (geçirmezlik) tabakası serileceği ifade edildi. TMMOB, siyanürlü toprağın geçirimsiz olmayan şekilde depolanmasıyla ilgili işlemlerin çevrede yaratacağı ve geri dönüşü olmayan sonuçları nedeniyle ‘derhal’ durdurulmasını talep etti.

‘SİYANÜRLÜ TOPRAK GEÇİRMEZLİK TABAKASI OLMADAN DEPOLANIYOR’

13 Şubat’ta meydana gelen siyanürlü toprak kaymasından sonra bölgeye giden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, heyelan alanında 400 bin kamyonluk toprak kütlesi (10 milyon metreküp) olduğunu söyledi. Siyanürlü toprağın depolanacağı yerlerle ilgili ise yeni çevre tehditlerinin oluşmasına TMMOB avukatları itiraz etti. 9 işçinin siyanürlü toprak altında kaldığı olayda TMMOB tarafından açılan davaya Erzincan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından sunulan raporda şu ifadelere yer verilmişti:

“Toprak kayması sonucu akan malzemenin geçici olarak depolanacağı alan belirlenmiştir. Bakanlığımız gözetiminde sızdırmazlık şartlarının sağlanmasına müteakip bölgeye akan malzemenin kaldırılması çalışmaları devam etmektedir. ÇED Gerekli Değildir karar verilen alanın alt kısmında yer alan mermer ocak adlandırılan ocak sahası kayan malzemenin kalıcı depolama tesisi yapılana kadar depolanması maksadıyla tespit edilen ve depolamanın başladığı üç adet geçici depolama alanından biridir. Bu ocakta üretim tamamlanmıştır.”

Bakanlık tarafından yapılan açıklamalarda ise kayan malzemenin taşındığı alanda zemine kil serildiği, membran kullanılmadığı, yan yüzeylerin geçirimsizliğini sağlamak için ise çalışmaların devam ettiği belirtiliyor.

‘YENİ ÇEVRE TEHDİTLERİ’

TMMOB avukatları Ekin Öztürk ve Ferhat Çelepkolu, “Kayan malzemenin geçimli bir zemine sahip olan mermer ocak üzerine gerekli geçirimsizlik sağlanmadan depolanması doğal çevre ve anlı yaşamında telafisi imkansız tahribata sebep olmaktadır ve dahi olacaktır. Bu alana siyanürlü ve kimyasal içerikli liç malzemesinin depolanması yeni bir çevresel tehdidin oluşumuna sebep olmaktadır” ifadeleriyle tehlikeye dikkat çekti.

TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül, uygun kil grubu minarelleri ve jeomembran kullanılarak geçirimsizliği sağlanan bir alana taşınması gerekliliğine dikkat çekerek, ÇED gerekli değildir kararı verilen alanın alt kısmında yer alan mermer ocağına yapılan depolamanın durdurulması, bu işleme ilişkin izin ve onayların iptal edilmesi gerektiğini ifade etti.

Dersim Gül

‘ACİL DEPOLAMAYA AÇILMASI GEREKİYORDU’

Bakanlık ise 13 Şubat tarihinde meydana gelen heyelandan sonra ilgili kurumların temsilcilerinden oluşan koordinasyon kurulunun toplandığını, heyelan ile kayan malzemenin altında kalan işçilere bir an evvel ulaşabilmek için malzemenin bölgeden hızlı bir şekilde kaldırılmasına karar verildiğini söyledi. Bakanlık, kayan malzemenin işletme sahası içerisinde geçici bir süre için bekletileceği üç farklı alanın geçici depolana alanı olarak belirlendiğini kaydetti.

“Teknik çalışmalara ilgili kurum/ kuruluş temsilcilerinin yanı sıra üniversitelerden bilim adamları da katılım sağlamıştır. Geçici depolama alanlarının belirlenmesinde sahanın geneli ile ilgili olarak işletme tarafından geçmiş yıllarda yaptırılan mühendislik çalışmalarından elde edilen teknik verilerin yanı sıra saha incelemelerini yapan öğretim görevlilerinin teknik değerlendirmelerinden yararlanılmıştır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda, kaza sonrası ortaya çıkan mücbir sebepler ve zorunluluklardan dolayı acil olarak depolamaya açılması gerektiği belirlenen iki depolama sahasının tabanında en az bir metre kalınlığında doğal kil kullanılmak suretiyle geçirimsizlik sağlanmıştır. Bu iki alanda yan metre yüzeylerde de doğal kil kullanılmak suretiyle geçirimsizlik sağlanmıştır.”

Şirketin ÇED raporuna göre bölgedeki toprak ve kayaçlarda kükürt ve sülfürlü mineraller olan arsenik, civa, çinko, kurşun, uranyum, toryum, kadmiyum, antimon, bakır, bizmut gibi ağır metaller bulunuyor. Maden sahasına en yakın yerlerden olan Sabırlı köyü civarında asbestli kayaçlar mevcut. Aynı zamanda deprem bölgesi olan İliç’in farklı yükseltilere sahip olması nedeniyle heyelan ve çığ riskine dikkat edilmesi gerektiği belirtiliyor. ÇED raporuna göre yine bölgenin önemli bir alanının zemini kireçtaşından oluşuyor. Siyanürlü toprağın taşınacağı alanlarla ilgili hangi risk analizlerinin yapılıp yapılmadığı henüz bilinmiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir