Türkiye ekonomisi her geçen gün büyük kayıplar veriyor. Yüksek enflasyon, yüksek faiz yüksek döviz kurları derken kayıp her geçen gün daha da büyüyor.
Yüksek enflasyon karşısında halkın beli bükülürken, vatandaş asgari ücretle veya asgari yaşamında altında emekli aylığı ile hayat mücadelesi veriyor.
1 Doların 32,51 TL, 1 euronun ise 34,77 TL olduğu ve TÜİK verilerine göre enflasyon yüzde 68,50 oranında seyretmesi, alım gücünü daha da derine çekiyor.
Ekonomistler yıllar öncesinden durumun gidişatı için uyarılarda bulunsalar da bu uyarıları dikkate almayan yetkililer faturayı halka kesti. Olan dar gelirli halka oluyor.
Sabancı Üniversitesi Finans Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda paylaşımında, “Ekonominin düzelmesini istiyorsanız önce adalet diyeceksiniz” ifadelerine yer verdi.
Demirtaş yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi:
Ekonomi düzelsin mi istiyorsunuz? Önce ADALET diyeceksiniz. Midenize ekmek mi girsin istiyorsunuz? Önce HUKUK diyeceksiniz? Refah içinde mi yaşamak istiyorsunuz? Kurumlar BAĞIMSIZ olsun diyeceksiniz…
İşte bunların ekonomiyle bağlantıları şu şekilde sıralanabilir.
Adalet ve Ekonomi İlişkisi
Adalet, toplumun temel direği olarak kabul edilir. Ancak ekonomik kriz dönemlerinde, adalet algısı sarsıntıya uğrayabilir.
Hukukun Rolü
Hukuk, toplumun düzenini sağlayan bir araçtır. Ekonomik krizlerde, hukukun etkinliği ve bağımsızlığı daha da önem kazanır. Hukukun üstünlüğü, ekonomik istikrarın teminatıdır. Tam da bu nedenle, hukukun güçlendirilmesi ve bağımsızlığının korunması gerekmektedir.
Refah ve Kurumlar
Refah, ekonomik krizlerde en çok etkilenen kesimleri yakından ilgilendirir. İnsanlar, refah içinde yaşamak için ekonomik istikrarın sağlanmasını ister. Fakat bu, sadece ekonomik politikalarla değil, aynı zamanda bağımsız kurumlarla da mümkün olmaktadır.
