“Güç stratejik bir şekilde yönetilmeli”

Güç, tarih boyunca pek çok medeniyetin ve kültürün odak noktasında yer alan esrarengiz ve çoğu zaman da çelişkili bir kavram. Kimi zaman korkulan kimi zaman peşinden koşulan güç toplumsal yapıları dönüştürüyor, politik arenaları şekillendiriyor ve bireylerin kariyer yollarını belirliyor.

Nasıl kazanılacağı, kullanılacağı ve korunacağı üzerine sürekli düşünülen bu kavram doğru ele alındığında toplumsal değişimin katalizörü olabilirken yanlış yönetildiğinde yıkıcı sonuçlara yol açabiliyor.

İşte bu kritik konuyu derinlemesine ele alan Stanford Üniversitesi’nden Prof. Jeffrey Pfeffer, “7 Rules of Power” – Gücün 7 Kuralı isimli son kitabıyla güç kavramına yeni bir bakış açısı getiriyor. Pfeffer, gücün yalnızca bir statü sembolü olmadığını aynı zamanda etkili bir liderlik aracı olduğunu savunuyor. “Güç, karmaşık sosyal dinamiklerin bir ürünü olarak ortaya çıkar ve iş dünyasında etkili olmanın anahtarlarından bir tanesi.

Bu kitap uzun yıllar süren araştırmalarım ve gözlemlerim sonucu ortaya çıkan gücün nasıl kazanılacağı ve kullanılacağı konusunda pratik öneriler sunuyor” diyerek okuyuculara sadece gücü anlamalarını değil, aynı zamanda etkin bir şekilde nasıl kullanacaklarını göstermeyi amaçladığını ifade ediyor. Pfeffer, gücün sadece anlaşılması gereken bir fenomen olmadığını, aynı zamanda bilinçli ve stratejik bir şekilde yönetilmesi gerektiğini vurguluyor. Çok satanlar listesine girmiş 13 kitabın yazarı ve güç denildiğinde ilk akla gelen isimlerden Prof. Jeffrey Pfeffer, sorularımızı yanıtladı:

-Güç konusuna odaklandığınız ilk iki kitabınızla birçok kişinin bakış açısını değiştirdiniz. Ve tam 12 yıl sonra okuyucularınızı çok heyecanlandıran 7 Rules of Power kitabınız yayınlandı. Bugünkü bakış açınızla gücü tanımlar mısınız? Gücün ana kaynaklarının neler olduğunu düşünüyorsunuz?

Gücü çekişmeli durumlarda işleri kendi yönteminizle yönetme kapasitesi olarak tanımlayabiliriz. Her karar kaçınılmaz olarak tartışmalıdır. Bu bağlamda güç, bu tartışmaları yönetme ve kendi yolunuzu bulma yeteneği olarak da ifade edilebilir. Güç kaynakları çeşitli fakat bunlar arasında belki de en belirgin olanı kaynaklar üzerindeki kontrolünüzdür. Bütçe kontrolünüz var mı, gayrimenkul gibi fiziksel varlıkları yönetiyor musunuz veya büyük bir organizasyonun lideri misiniz?

Örneğin, Apple’ın kurucu ortağı Steve Jobs şirketin ürün geliştirme süreçlerinde son söz hakkına sahip olmasıyla tanınır ve bu ona derin bir güç vermiştir. İkinci bir güç kaynağı, sosyal ilişkiler ve ağlarınızdır. İyi bir lider, işleri başkaları aracılığıyla yürütür. İlişkileriniz, sizi güçlü kılan ağlarınız iş dünyasında etkin olmanızı sağlar. Barack Obama’nın başkanlık kampanyası sırasında geniş çapta kullanılan sosyal medya stratejileri ve geniş çevrimiçi ağları, ona milyonlarca insanla doğrudan iletişim kurma ve etkileşimde bulunma gücü vermiştir.

Üçüncü bir güç kaynağı olarak, yönetici olarak varlığınızdan bahsedebilirim. Bu, diğer insanlar üzerinde bıraktığınız etkiyle ilgilidir. Görünüşünüz, konuşma tarzınız, kararlılığınız ve otoriteniz etkili bir lider olarak algılanmanızı sağlar. Facebook CEO’su Mark Zuckerberg, başlangıçta genç yaşına rağmen, zamanla geliştirdiği konuşma becerileri ve halka açık sunumlarıyla güçlü bir yönetici varlığı sergiledi. Son olarak, kişisel veya kurumsal markanız da önemli bir güç kaynağı. Örneğin, Elon Musk’ın kişisel markası onun şirketleri Tesla ve SpaceX için kapılar açtı.

-Güç kullanımında etkinlik neden bu kadar önemli?

Gücünüzü ne ölçüde etkili bir şekilde kullanırsanız sonuçlar da o derece güçlendirici olur. Bu durum, işlerinizi başarıyla hallettiğinizde daha fazla insanın size doğru gelmesine ve sonuç olarak daha fazla kaynak ve yetenek kazanmanıza neden olan bir kendi kendini gerçekleştiren kehanet yaratır. Buna bazen ‘volan etkisi’ denir.

Gücünüzü, organizasyonunuzun performansını ve kültürünü iyileştirmek için kullandığınızda sonuç olarak daha fazla güce sahip olursunuz. Bu, bir şişe su gibi tükenen bir şey değildir. Ne kadar etkili kullanırsanız o kadar fazla yaratılır. Örneğin, Steve Jobs, Apple’ı yeniden markalaştırma ve yenilikçi ürünlerle donatma sürecinde gücünü son derece etkili bir şekilde kullandı. Bu strateji, şirketi teknoloji dünyasında lider bir konuma getirdi ve onun liderlik mirası hala devam ediyor.

Güç kullanımındaki etkinlik konusunda yedinci kural özellikle dikkate değer. Bu kural, başarılı olduğunuzda insanların nasıl bir yol izlediğinizi unutma eğiliminde olduklarını belirtir. Eğer sonunda başarılı olursanız başarı hemen hemen her şeyi mazur görür. Bu, başarıya ulaşma sürecinde karşılaşabileceğiniz zorlukları ve eleştirileri göz ardı etmeniz gerektiği anlamına gelmez ancak sonuç odaklı olmanız ve hedeflerinize ulaşmak için gereken stratejileri uygulamanız gerektiğini vurgular.

– Özgün liderlikten ve sınırlarından da bahsediyorsunuz. Liderlikte rol esnekliğinin önemi nedir ve iş yerinde orijinal olmanın sınırları nelerdir?

İş yerinde orijinallikle ilgili en büyük yanılgı, liderlerin her zaman tamamen özgün olmaları gerektiği düşüncesi. Gerçekte iş dünyasında sizden beklentiler çok farklı.

Bir lider olarak bir grup insana öncülük ettiğinizde bu insanlar sizden ilham, enerji, rehberlik, bilgi ve birçok şey bekler. Önemli olan, hissettiğiniz şeyden ziyade onlara ne sunabileceğinizdir. Debra Grunfeld, Stanford Üniversitesi’nde ‘Güçle Oyunculuk’ adında bir ders verir ve bu dersin temel vurgusu, iş hayatındaki rollerimiz üzerine. İlk ders genellikle, hayatımızın farklı alanlarında sürekli olarak değişen rolleri üstlendiğimizi anlatarak başlar.

Evde bir ebeveyn, iş yerinde bir lider, arkadaş çevrenizde ise tamamen farklı biri olabilirsiniz. Her bir rol, farklı davranışlar gerektirir ve bu roller arasında doğal olarak geçiş yaparız. İş yerinde, özellikle orijinal olma baskısı altında, insanlar bazen kendi duygusal durumlarına çok fazla odaklanır. Ancak gerçek şu ki işi tamamlamanıza yardımcı olacak yönlerinizi işe getirmeniz yeterli. İş yerinde tamamen özgün olmak yerine işin gerektirdiği rolleri üstlenmekte esnek olmalıyız.

İşinizi yaparken, özellikle zor zamanlarda, kendinizi enerjik hissetmeseniz bile bu enerjiyi sağlamanız lider olarak sizden beklenen bir şey. İş yerinde orijinallik, kişisel duygularınızı tamamen açığa vurmanız anlamına gelmez. Bunun yerine, işin gerektirdiği ve çevrenizdeki insanların ihtiyaç duyduğu rolleri kabul etmek ve bu rolleri etkili bir şekilde oynamak anlamına gelir.

Prof. Jeffrey Pfeffer’a Göre Gücün 7 Kuralı

Kural 1: Kendi Yolundan Çekil Sahtekarlık sendromu, yetenekli bireylerin kendi yeteneklerinden şüphe etmelerine ve kendilerini başarılı veya güçlü olarak görmemelerine neden olan bir durumdur. Liderlik genellikle eleştiriye açıktır. Steve Jobs’un sert yönetim tarzı eleştiri alsa da Apple’ı inovasyonun zirvesine taşıdı.

Kural 2: Kuralları Yık Güçlü ve zayıf arasındaki mücadelede zayıfların alışılmadık stratejilerle oynadıklarında kazanma şanslarının arttığı bilinir. Ivan Arreguín-Toft’un çalışmaları bunu doğrular. Elon Musk, geleneksel otomotiv ve uzay endüstrilerini altüst ederek Tesla ve SpaceX ile kuralları nasıl yıkabileceğinizi gösterdi.

Kural 3: Güçlü Görün İlk izlenimler, insanların size olan yaklaşımlarını belirler. Güçlü görünmek, lider olarak algılanmanıza yardımcı olur. Örneğin, Angela Merkel’in güçlü fakat sakin liderlik stili, uluslararası alanda büyük saygınlık kazandırdı.

Kural 4: Güçlü Bir Marka Oluştur Bireysel marka Coca-Cola veya Tesla gibi şirketlerin markaları kadar etkilidir. Oprah Winfrey’in medya dünyasındaki güçlü kişisel markası, onun etkileyici başarısını gösterir. Markanızı iyi yönetmeniz insanların sizinle çalışmayı, yatırım yapmayı ve ürünlerinizi satın almayı istemelerini sağlar.

Kural 5: Çok Sıkı Bir Şekilde Network Geliştir Profesyonel ağlar, kariyer başarısı için elzemdir. Etkili ağ kurma, Richard Branson gibi liderlerin çeşitli sektörlerde başarılı olmalarını sağlamıştır. Ağ oluşturma yeteneği, iş ve kişisel gelişimde kritik bir rol oynar.

Kural 6: Gücünü Kullan Güç, kullanıldıkça artan bir kaynak. Jeff Bezos, Amazon’u büyütürken aldığı hızlı ve etkili kararlarla bu kuralı örnekledi. Gücünüzü etkin bir şekilde kullanarak daha fazla müttefik kazanabilir ve liderlik pozisyonunuzu güçlendirebilirsiniz.

Kural 7: Başarı Gücü Elde Etmek İçin Yapılan Birçok Şeyi Haklı Gösterir Başarılı insanların bazen hayırseverlik yoluyla itibarlarını iyileştirdikleri bilinir. Alfred Nobel, dinamit icadından elde ettiği gelirle Nobel Barış Ödülü’nü kurarak olumsuz algıları dönüştürdü. Başarı, zaman zaman eleştirileri perdeleyebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir