Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’dan cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi açıklamasında “50+1” vurgusu

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kabul edildiği referandum için bir kutlama mesajı yayınladı. Sosyal medyadan yaptığı paylaşımda Uçum, 50+1 kuralının ‘halkın ihtiyaçları’na göre düzenlenebileceğini söyledi.

Van’da yaşanan mazbata krizine ilişkin AKP içindeki bazı isimleri de hedef alarak yaptığı açıklamalar gündem olan ve parti içinden de tepki gören Uçum, 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi referandumunun yıl dönümünü kutladı.

Halk oylamasının yıldönümünde bugün İktidar Ortağı MHP’nin genel başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı açıklamada “TBMM içtüzüğünün, yürürlükteki hukuk mevzuatı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle uyumlu hale getirilerek bu alanda reformist adımlar atılması ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin aksayan yönlerinin tamir edilmesi” gerektiğini söylemiş, Erdoğan da Kabine sonrası yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanlığı hükumet sistemine dair, “14-28 Mayıs seçimleri ile de parlamenter sisteme geri dönüş tartışmaları bir daha açılmamak üzere yine milletimiz tarafından kapatılmıştır” ifadelerini kullanmıştı.

TIKLAYIN – Erdoğan: “Jet yakıtı” konusunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne iftira atanları unutmayacağız, Türkiye katliamların öncesinde İsrail’e askeri malzeme satışına izin vermemiştir

TIKLAYIN – Bahçeli: Millet nasıl karar veriyorsa saygımız tamdır; 13 milyon vatandaşımız sandığa gitmedi, milli irade tam sandığa yansımadı

Uçum, X hesabından yaptığı açıklamada, cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin ‘demokratik meşruiyet açısından parlamenter sisteme göre birçok üstünlüğe sahip olduğunu’ öne sürerek “Türkiye’yi güçlendiren, demokrasimizi geliştiren, halkın gücünü artıran, demokratik sistemin işleyişinde seçmen iradesini belirleyici hale getiren Cumhurbaşkanlığı sisteminin halkımız tarafından kabulünün yedinci yıldönümü kutlu olsun” diye yazdı.

Yüzde 50+1 kuralına da değinen Uçum “Siyaset kurumu zaman zaman yüzde 50+1 kuralını tartışmaya açıyor. Tartışmada bu kuralı siyasetin ihtiyaçlarından ziyade halkın ihtiyaçları ve kapsayıcı demokratik siyaset üzerinden ele almak üstün yarardır” diye yazdı.

Uçum’un paylaşımın tam metni şöyle:

“16 NİSAN 2017

Bundan yedi yıl önce 16 Nisan 2017 tarihli referandumda halkımız başkanlık sistemine geçişi sağlayan anayasa değişikliğini kabul etti.

24 Haziran 2018’de yeni sistemin ilk seçimleri sonucunda başkanlık sistemi devreye girdi.

14 ve 28 Mayıs 2023 yılında sistemin ikinci seçimlerinde ikinci tur da tecrübe edildi.

Parlamenter sistemde sıkça rastlanan hükümet kurulma krizleri ortadan kalktı, her iki dönemde de Cumhurbaşkanı seçildiğinde hükümet kuruldu ve hiç bir zaman kaybı olmadan çalışmaya başladı.

2023 Mayıs seçimlerini parlamenter sisteme dönüş seçimleri olarak ilan eden muhalefetin hem Cumhurbaşkanı hem TBMM seçimini kaybetmesiyle seçmen geriye dönüşü de reddetmiş oldu. Nitekim bunu bazı muhalefet temsilcileri de kabul etti.

Başkanlık sistemi, Türkiye’deki adıyla Cumhurbaşkanlığı (Hükümet) Sistemi demokratik meşruiyet ve kuvvetli icra açısından parlamenter sisteme göre bir çok üstünlüğe sahip.

Halkın ilk ya da ikinci turda başkanı seçerek hükümeti kurması, halkın siyasal sistemin işleyişinde hem milletvekillerini hem başkanı doğrudan seçerek yani iki oy gücüne sahip olarak belirleyici konuma gelmesi, özellikle günümüzde milli devletler için elzem olan güçlü yürütme ihtiyacını karşılaması, karar alma süreçlerinde daha yüksek etkinlik, kolektif çalışmanın verimliliğinin artması, hükümetin zaman yönetiminin çok daha başarılı olması gibi hususlar başkanlık sisteminin öne çıkan özelliklerinden bazılarıdır.

Ülkemizde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi açısından cumhurbaşkanının birinci ya da ikinci turda yüzde elliden fazla oyla seçilmesi de toplumsal ve siyasal güvence normu olarak çok önemli bir role sahip oldu. Siyasi yelpazenin neresinde yer alırsa alsın iddialı her siyasi parti toplumun her kesimine yönelik kapsayıcı bir siyaset geliştirmeyi bir demokratik mecburiyet olarak görmeye ve anlamaya başladı.

Demokratik siyasetin kapsayıcı olması hususu yüzde 50+1 kuralıyla desteklenen ve gelişen bir özelliğe dönüştü. Bu kural geçmişte siyaset üzerinden toplumda üretilmeye çalışılan özellikle seküler-muhafazakar karşıtlığını adeta parçalayıp attı. Şimdi ana aktör partilerin hepsi toplumun her kesimine hitap etmek için politikalar geliştiriyor. Başörtüsü özgürlüğünde olduğu gibi yasal girişimlerde bulunuyor.

Siyaset kurumu zaman zaman yüzde 50+1 kuralını tartışmaya açıyor. Tartışmada bu kuralı siyasetin ihtiyaçlarından ziyade halkın ihtiyaçları ve kapsayıcı demokratik siyaset üzerinden ele almak üstün yarardır. Sonuçta demokratik siyaset kendisi için yapılan bir faaliyet (kendinde şey) değildir. Demokratik siyasetin aktörleri halkın temsilcileridir, siyaseti halk için yaparlar, halk için yapmaları gerekir. Esas olan talep siyasetidir, halkın ihtiyaç ve talepleri üzerinden yapılan siyasettir. Bunun karşısında olan tez siyaseti genellikle siyasi aktörleri halka rağmen siyaset yapma noktasına savuruyor. Bu nedenle halka dayanan siyaset (talep siyaseti) yerine temsil siyaseti (tez siyaseti) yapanlar çoğunlukla kaybediyor istisnaen başarılı oluyor.

Zaten pratik gösteriyor ki halka dayanan siyaseti tercih edenler ve doğru yapanlar demokratik rekabette her zaman çok daha başarılı oluyor. Halka dayalı siyasetin en başarılı lideri Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın siyasal pratiği de bunun çok çarpıcı örneğidir.

Bu vesileyle Türkiye’yi güçlendiren, demokrasimizi geliştiren, halkın gücünü artıran, demokratik sistemin işleyişinde seçmen iradesini belirleyici hale getiren Cumhurbaşkanlığı (Hükümet) Sisteminin halkımız tarafından kabulünün yedinci yıldönümü kutlu olsun.”

Editörün notu: Mesajlaşmalardaki (ya da gönderilerdeki) imla hataları ve yazım yanlışları bilinçli olarak düzeltilmemiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir