CHP lideri Özgür Özel’den YSK’ya ‘Tam Kanunsuzluk’ başvurusu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Genel Başkan Yardımcıları ve milletvekillerinden oluşan heyetle birlikte Hatay ve İskenderun seçimlerine ilişkin ‘tam kanunsuzluk’ gerekçesiyle YSK’ya itiraz başvurusu yaptı.

İTİRAZLARA İLİŞKİN AÇIKLAMA

İtirazların ardından basın açıklaması yapan Özel, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.

31 Mart 2019’daki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilendiğini hatırlan Özel, itiraz başvurularına ilişkin şu detayları verdi:

*Biraz önce YSK’ya Hatay Büyükşehir ve Hatay İskenderun ilçesi için ayrı ayrı ‘tam kanunsuzluk’ iddiasıyla başvurmuş durumdayız. Bu başvuruyu bizzat yapacağımı ve takip edeceğimi söylemiştim.

*Tam kanunsuzluk başvurumuz herhalde YSK’ya tarihi boyunca yapılmış en kapsamlı tam kanunsuzluk başvurusudur. Birazdan sadece 8 başlığına değineceğim meselenin herhangi bir tanesi tarafsız ve siyasi baskılardan arındırılmış, sadece hukuk normlarına göre düşünülen vicdan sahibi insanlarda seçimin yenilenmesi yönünde bir karar verme durumunu yaratacaktır. Her birisinde YSK’nın geçmişte talebimize uygun kararlar mevcuttur. Eğer 31 Mart 2019 seçimleri iptal edildiyse Hatay seçimleri 8 kez iptal edilebilir.

*Kanuna aykırı olarak emniyet görevlilerin ve zabıtaların seçim kurullarında göreve yaptıkları, sandık kurulu başkanı oldukları ve memur üye olarak görevlendirildikleri ortadadır, sabittir. Hal, tam kanunsuzluk halidir. Hakkında kısıtlılık kararı bulunan 108 seçmeni biraz önce YSK’ya verdiğimiz dilekçenin ekinde sunduk.

*Ayrıca 3 bin 389 ölü seçmen seçimlerde oy kullanmıştır ve bununla ilgili kanıtlar çuvalların içinde YSK’nın adalet terazisine konmak üzere beklemektedirler. CHP lehine sayım kararı alındığında, ‘Aradaki farktan çok geçersiz oy var, bakmalıyız’ demişlerdi. Aradaki farkın 15 katı geçersiz oy var ve kanuna göre geçersiz oyların niçin geçersiz olduğu mutlaka yazılmalıdır. Durum, tam kanunsuzluk halidir.

*Ayrıca Reyhanlı ve Kumlu ilçelerinde belediye meclis üyesi olan ve İlçe Seçim Kurulu üyesi olan kişiler kurul üyeliklerinden istifa etmedikleri halde seçimlerde aday olmuşlar. Seçimlere partilerin yaptığı itirazlarda bulunmuşlar. İtirazlara karar vermişler, oy kullanmışlar ve hatta bir tanesi kendi mazbatasını kendi imzalamıştır. Hal, tam kununsuzluğun daniskasıdır.

“HATAY’DA HİÇBİR OY YENİDEN SAYILMADI; ŞİMDİ İŞ, YSK’NIN ÖNÜNDE”

Kütahya ve Gaziosmanpaşa’daki oyların AKP itirazları üzerine yeniden sayıldığını hatırlatan Özel, Hatay’da oyların yeniden sayılmamasına tepki gösterdi. Özel, şöyle konuştu:

*Yurt dışında tespit ettiğimiz seçmenler oy kullanmışlardır. Biz, 300’e yakın seçmenin yurt dışında bulunduklarını o gün ispatlıyoruz. Oy kullanmadıklarının ispatı için çizelgeler açılmalıdır. Eğer gerçeği açıklayacaksak, bu kurul hakikatin peşinde koşacaksa ve adalet dağıtacaksa yurt dışında olduğunu ispatladığımız seçmenlerin yerlerine oy kullanılmadığına imza föyleriyle bakmak durumundalar.

*Kırıkhan’da seçim sürerken çıkan arbedede sandıklar dağılmış, pusulalar saçılmış, bir saat sonra; ‘Sıfırdan başlıyoruz’ denmiş. O ana kadar oy kullanan seçmenler, kullandıkları oyların sandıkta olduğunu sanıp evlerine gitmişler ama o oylar kullanılamamıştır. Seçim öğlenin 11’inde yeniden başlatılmıştır.

*Hal, tam kanunsuzluk halidir. Sıfır oy aldığımız sandıklardan maddi hataları düzelttirerek fark 3 bin 900’den 2 bin 569’a inmişken tüm sandıkların bu denetime tabii tutulmasından daha doğal bir talep olamaz.

*İstanbul Gaziosmanpaşa’da bütün oylar yeniden sayıldı, YSK; ‘Sayıma devam edin’ kararı verdi. Kütahya, geçersiz oylar tek tek sayıldı. Bu kararlar bu kadar açık ortadayken Hatay’da hiçbir oy yeniden sayılmadı. Hatay’da hiçbir sandık ne ilçe düzeyinde, ne İl Seçim Kurulu’nda sayılmıştır. Şimdi iş, YSK’nın önündedir.

“SEÇİLMİŞ KURULA SİYASİ SEBEPLERLE BASKI YAPMAK BÜYÜK BİR SUÇTUR”

YSK üzerinde siyasi bir baskı olduğunu ileri süren Özel, itirazlarının yeniden reddedilmesi halinde kararın siyasi olacağına dikkat çekti. Özel’in açıklamalarının devamı şöyle:

*Geçen sefer itiraz ettiğimizde saymama kararı hukuki değil, siyasiydi çünkü AKP isteyince sayıyorsun ama bugün onlara 3 bin 389 ölü seçmenin listesini vermişken, yurt dışındakilerin listesini vermişken, tüm kanıtlarımızla tam kanunsuzluk hallerini sıralamışken, kendisi aday olan kişi seçim kurulunda görev yapıyorken artık bu vakitten sonra bu tam kanunsuzluğa, ‘Ben tam kanunsuzluk demedim, görmedim’ diye imza atacak birisi çocuklarına çok doğru bir miras bırakmayacaktır.

*Bu karar bugün böyle alınırsa siyasi bir karar olacaktır. 2019 seçiminin siyasi bir kararla iptal edildiğini seçmenin vicdanı 2 ay sonra cevaplamadı mı? Seçmen o kararı verenlere mi katıldı, itiraz edenleri mi katıldı? Seçmen mağdurun yanında yer aldı ve o gün 806 bin fark, bugün 1 milyon fark olduysa hep o yapılanlar yüzündendir.

*Buraya talimat verenlere söylüyorum. Aklınızı başınıza alın, bunlar seçmenin vicdanından dönüyor. Size bu aklı verenler size de iyilik yapmıyor, ülkeye hiç iyilik yapmıyor, Hatay’a hiç iyilik yapmıyor. Bir seçilmiş kurula siyasi sebeplerle baskı yapmak büyük bir suçtur ama o baskıya boyun eğmek hiçbir hakimden beklediğimiz bir tutum değildir. YSK’nın asla ve asla böyle bir karar vermeyeceğini, bu siyasi baskılara boyun eğmeyeceğine yürekten inanıyorum.”

“BEN YÜZÜNE SÖYLEYEMEYECEĞİM HİÇBİR ŞEYİ…”

Bir basın mensubunun “Açıklamada dile getirdiğiniz siyasi baskı iddialarını YSK Başkanı’nın yüzüne söyleyebildiniz mi” sorusuna Özel, “Kendisine dilekçemiz hakkında bilgi verdik. Kendisi kararıyla konuşacak bir mercide olduğu için kendisinden bu konuda somut bir cevap da beklemedik. Zaten ‘Ne kendisinin ne kurulun herhangi bir üyesinin bir baskıya boyun eğmeyeceğine olan inancım tamdır’ derken kendilerine bir saygısızlık yoktur, bu kurula baskı yapanları söylerim. Ben yüzüne söyleyemeyeceğim hiçbir şeyi kameraların önünde ya da arkasından söylemem” diye konuştu.

“ANTALYA’DA BÜYÜK BİR HUKUKSUZLUK YAŞANIYOR”

Özgür Özel, Antalya’da 1 kişinin hayatını kaybettiği, 174 kişinin havada asılı duran kabinlerde mahsur kaldığı teleferik faciasıyla ilgili tutuklanan CHP’li Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz hakkındaki soruya şu yanıtı verdi:

*Antalya Kepez’de iki hukukçu milletvekilimiz, birisi Grup Başkanvekilimiz Ali Mahir Başarır, bir diğeri Ankara Milletvekilimiz Umut Akdoğan olmak üzere bugün Antalya’dalar. Örgütümüzle görüştüler. Belediye başkanımızı ziyaret etme aşamasındalardı. Antalya’da büyük bir hukuksuzluk, kanunsuzluk, vicdansızlık yapılıyor.

*Bakın CHP olarak kusuru olan kimse cezasını çeksin. Kimseyi koruyacak değiliz. Ancak Kepez Belediye başkanımız önceden o şirketin başındayken ilgili bakanlıktan onaylı, sertifikalı, ‘buna yaptırabilirsin’ dedikleri şirkete bakım yaptırdıysa, görevi bıraktıktan sonra üç kere de bakım yapıldıysa, denetim olduysa, benim belediye başkanımın görevi bıraktıktan sonra üç kere bakımı olan, denetim gören teleferiğin kazasından sorumlu tutulup tutuklanması siyasi karardır.

*Eğer kusuru olsa mutlaka ama mutlaka bunun soruşturulması gerekir. Kaldı ki kendisine Kepezliler bir hafta önce ‘Kepez’i sen yönet’ diye oy vermişler.

“BUNU KİME YAPTINIZ DA BENİM BELEDİYE BAŞKANIMA YAPIYORSUNUZ?”

*Tutuklu yargılanması Kepez’ı bırakıp kaçacak mı? Başında olmadığı şirketin delilini mi karartacak? Görevini yapmasına engel olunması siyasidir. Tamamen haksızlıktır. Ayrıca Kepez Belediye Başkanımızın şu kadarcık suçu olduğuna inanmakla ve buna yürekten suçu olmadığına inanmakla beraber gözümüzün önünde Soma’da 301 kişi öldü.

*En son İliç’te… Bir kamu görevlisi yargılandı mı arkadaşlar? Dönemin tren kazasında ilgili genel müdürünü görevden aldılar, dava bitmeden yeniden göreve atadılar. Bir kişiye Soma’dan İliç’e kadar tüm facialarda bir kamu görevlisine yargılanma izni verdiniz mi?

*Hesabını sordunuz mu? O şirketlerin genel müdürlerine sordunuz mu? Şimdi gelip bize soruyorsunuz. Belediye başkanımın suçu olsa ben bu soruşturmanın yapılmasından hiçbir rahatsızlık duymam.

*Tutuksuz yargıla, göreceksin onun döneminde işlerin dört dörtlük yapıldığını. Burada bir suç varsa bakımı, denetimi yapan firmada bir eksiklik varsa hesabını hep birlikte soralım. Bizden yana birinde varsa hep birlikte soralım. Bunu kime yaptınız da benim belediye başkanıma yapıyorsunuz. Büyük bir haksızlıktır. İtirazın kabul edileceğine, başkanımızın görevi başına döneceğine en kısa sürede inanıyorum. Aksi durum akılla da vicdanla da bağdaşmaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir