Ankaragücü maçı sonrası Beşiktaşlı yıldıza ilginç benzetme: Real Madrid dönemi Roberto Carlos gibi

DURGUN VE DAĞINIK – ATTİLA GÖKÇE (MİLLİYET)

“Bu maçı sessize ayarlayıp izletseniz iki takımı da tanımayan yabancılar bir yarı final müsabakası oynandığına asla inanmazlardı. Temposu düşük, istek ve etkinliği az, teknik ve taktik hazırlığı da pek zayıf olan iki takımın karşı karşıya geldiği sıkıntılı oyun her türlü heyecandan uzak bir beceriksizlik gösterisiydi.
Ankaragücü yine ev sahibi olmanın yarattığı motivasyonla kendi sahasında daha canlı göründü. Bir kaç pozisyona girdi, en azından kendi taraftarlarını şenlendirdi. 

Beşiktaş’a bakarsak… Serdar Topraktepe kenarda herhalde sinirden kopacak kadar gerilmiştir. Beşiktaş takımı ne geçiş oynuyor, ne önde baskı yapıyor, ne de bir pas iletişimiyle pozisyon kovalıyordu. Yazık kere yazık. Beşiktaşlı oyuncular, kaleci Mert, kaptan Necip ve diğerleri topu sürekli savurarak kaleden uzaklaştırma gayretinden başka hiç bir şey göstermediler.

Beşiktaşlı futbolcular da bireysel çözülme var. Kaptan Necip ve kaleci Mert hariç, her biri abuk subuk işler peşinde. Konsantrasyonu dağılmış oyuncular o kadar dalgın ki, bir kaç kez topu rakibe atanını gördüm; doğru dürüst şut atanını görmedim. Zaten şut atmayı bırakın, kendi yarı sahalarından çıkıp rakip ceza alanında gol arayanı da pek azdı. 

Muleka, Gedson, Musrati, Muçi, Rashica, Umut… Galiba takımın yarısından fazlasını saydık. Sonradan girip çıkanlarla birlikte tablo hiç de değişmedi. Asıl hayalkırıklığı şutsuz Cenk Tosun ile Aboubakar oldular. Bu bireysel gerileme takımı dağılma ya da çökme noktasına taşımış. Şimdilik ancak Serdar Topraktepe ve taraftar enerjisi ile ayakta kalabilirler. Onların baba ocağı Dolmabahçe Stadı. 
Böyle bakınca golsüz biten bir yarı final maçının ilki, konuk takımın kendi evine bir rövanş umudu taşıdı. Neyse ki, can sıkan, seyredeni uyuma noktasına getiren maç bitince herkes kurtuldu. Futbolun bazen işkenceye dönüştüğü anlar da oluyormuş demek ki.  
Haydi rövanşı bekleyelim. Ama sadece Beşiktaş’ı değil; netameli Ankaragücü’nü de hesaba katalım. Ne de olsa bir kupa eşleşmesi bu.”

BU KADROYLA KUPA ZOR – ALİ ECE (FANATİK)

“Beşiktaş silik, uyduruk bir ilk yarı oynadı. İlk devrede Ali Sowe’un iptal edilen golü doğru bir karardı ama kararın verilmesi aşırı uzun sürdü ve VAR protokolü bu TFF ve uyduruk hakemlerine yakışacak cinsten bir savsaklıkla uygulandı. Yıllardır Fenerbahçe ve Galatasaray maçlarına verilmeye layık görülmeyen Ümit Öztürk bey zaten kuralları ezberlediği kadar futbolu bilse top oynandığında ileriden geriye koşan oyuncunun ofsayt olduğunu da bilirdi. Futbolu bilip bilmeme kriteri açısından ilk 45’te sahanın en zayıf halkası ise Beşiktaş forması giydiği maçların %99’unda olduğu gibi sözde sol bek Umut beydi! Kendisini 10 dakika izleyen bir insan futbolun nasıl oynanmaması gerektiğinin özetini izlemiş olur. Beşiktaş’ın ilk yarıda tek bir isabetli şutu yoktu. Musrati savunmadayken feci Cuma akşamı trafiğini açmaya çalışırken herkese yol veren memur gibiydi. Muçi ile bağlantı kurup Beşiktaş’ın oyununu akıcı hale getirmek göreviyle sahaya sürülen oyuncu, Ankaragücü’nün ilk devrenin son çeyreğinde kurduğu oyun üstünlüğünün mimarıydı.

ASLA KABUL EDİLMEYECEK

Serdar Topraktepe devre arasında birisi %101 doğru olan iki oyuncu değişikliği ile müdahale etti. Beşiktaş ikinci yarıda ilk devreye oranla daha derli toplu ve pozitif oynadı. Ancak sadece göreceli olarak böyleydi mesela üst üste şampiyon olunan sezonlarda bu ikinci yarıdaki seviye de asla kabul edilmeyecek cinsten. O dönemin sol beki Adriano, Masuaku’nun yanında yaşayan bir futbol efsanesidir ama bu sezon Beşiktaş kadrosu o kadar kötü ki Meraş yerine Masuaku girince sanki Real Madrid dönemi Roberto Carlos gibi gözüküyor. Teknik direktörün dayanmadığı bu kadro ile kupa kazanmak çok zor iş, Serdar Topraktepe hocaya sonsuz sabırlar ve iyi şanslar diliyorum.”

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir