Xurs

Herkese merhabalar. Bildiğiniz gibi okullar tatil oldu. Çalıştığım okul tatilden bir hafta önce biz öğretmenleri öğrencilerle birlikte Xurs’a geziye götürdüler. Xurs’a gitmeyeli uzun zaman olmuştu. Gezimizi anlatmadan önce sizlere Xurs köylerini daha doğrusu Xurs bölgesini anlatmak istiyorum.

Xurs, yaz aylarında herkesin uğrak yeridir. Mardin’de özel ve ilginç bir yerdir. Ağaçsız ve kayalık dağların ortasında bulunan vadide bağ, bahçe ve boydan boya meyve ağaçlarıyla kaplı bir yerdir. Mardin’i görenler bilir. Mardin’in dağları ağaçsız ve kayalıktır. Hiç ağaç yoktur. Xurs bölgesi de bu şekildedir. Ama dağlardan vadiye inildiğinde insanı şaşırtan ormanlık alanla karşılaşırsın. Vadi de akan ırmak ona bu özelliği sağlamakta. Yılın on iki ayı kaynaklardan su akmaktadır. Irmak Kızıltepe ovasına kadar uzanır. Irmağın sağında ve solunda on iki köy kurulmuş. Köylüler ne kadar meyve ağacı varsa ekmişler. Sadece meyve ağaçları da değil. Vadi boyunca bağ ve bahçeler de bulunmakta.

Xurs bölgesindeki köylüler geçimini bu bağ ve bahçelerden sağlamaktadırlar. Ve bu yıllardır böyle. Ben daha çocukken Xurs’tan Kızıltepe ovasına katırlarla inip meyvelerini satmaya gelirlerdi. Çünkü Kızıltepe ovasında sadece buğday ve arpa yetiştiriliyordu. Biz o meyveleri görünce eve koşuyor ve kaselere arpa ve buğday koyup Xurs’tan gelenlere verirdik. Onlar da heybelerinden, incir, kayısı vb. meyveleri çıkarıp bize verirlerdi. Xurs köylülerinin meyveleri konusunda da birçok komik mesele vardır. Bunlardan biri incir meyvesiyle ilgilidir. Derler ki Kızıltepe ilçesinden Xurs’a misafirliğe gidildiğinde Xurslular misafirlerini öncelikle meyve bahçelerine götürürlermiş. Kızıltepe’den gelenlerde meyvelerden mahrum olduklarından durmadan meyve yerlermiş. Karınlarını meyveyle doyururlarmış. Xursiler birbirlerine sorarmış: Hele bir bakın, misafirlerimiz incirin kabuğunu soyarak mı yiyor yoksa hala kabuğuyla birlikte mi yiyor diye. Eğer kabuğunu soyarak yiyorsalar bu onların karınlarının doyduğuna işaretti ve haliyle onlara ayrıca yemek yapmanın gerekmediği anlamına geliyordu. Kızıltepeliler de Xursileri cimrilikle suçlar. Misafirlerine etli bir yemek yapmamak için kasıtlı olarak meyve bahçelerine götürdüklerini iddia ederler. Uzun yıllardır bu tatlı sürtüşme devam etmekte.

Evet, başta da söylediğim gibi Xurs’a gitmeyeli uzun zaman olmuştu. Bu uzun zaman diliminde Xurs’ta pek çok şeyin değiştiğini gördüm. Herkes bağ ve bahçesinde insanların gezmesi, dinlenmesi ve yemek yemesi için tesisler yapmış. Hatta bazıları çocuklar ve gençler için havuz bile yaptırmış. Yıllar önce bu tür şeyler yoktu. Gider bir ağacın altında oturur, kendi yemeğini kendin pişirirdin. Şayet yeme içme için evden almayı unuttuğun bir eksiğin çıksaydı o eksiğinle ortada kalırdın. Xursiler de, bağ ve bahçelerimize zarar veriyorlar diye gelen insanlardan rahatsız olurdu. Ama şimdi kendi tesislerine gidilsin diye reklamlarını yapıyorlar.

Ama beni şaşırtan şey yapılmış olan bu değişiklikler değildi elbet. Giyim kuşama olan bakış açılarında köklü bir değişim olması beni çok şaşırtmıştı. Yıllar önce ailecek Xurs’a gittiğimizde trajikomik bir olay yaşamıştık. Xurs’un bir yerinde şelale bulunmakta. Ve bu şelaleden kaynaklı doğal bir havuz oluşmuş. Gençler o doğal havuza yüzmek için giderler. Yıllar önce de biz de yüzmek için gitmiştik. Doyasıya yüzdükten sonra ailemizin yanına gitmek için yola koyulduk. Ama üstümüzü değiştirecek bir yer olmadığından pantolonlarımızı elimize alıp ıslak şortlarımızla yola çıktık. Bağ ve bahçelerden geçerken karşımıza ellerinde çapa koca koca adamlar çıktı. Yolumuzu kesip bizlere kızarak neden şortla gezdiğimizi sordular. Biz buna şaşırdık. Çünkü üstümüzde tişörtlerimiz vardı ve şortlarımızda dizlerimize kadar uzundu. Bunu onlara söyleyince üstümüze daha sert bir şekilde gelip bu şekilde gitmemize izin vermeyeceklerini söylediler. Biz ellerindeki çapalardan tırsıp ıslak şortlarımızın üstüne pantolonlarımızı giymek zorunda kaldık. Ve burada şort giymenin kavga sebebi olduğu kanaatine vardık.

Ama bugün Xurs’a gittiğinde bambaşka bir manzarayla karşılaşıyorsun. Tesislerinde herkes şortuyla, askılısıyla vb. rahatça dolaşabiliyor. Bu son gidişim de dikkatimi çeken bu olmuştu ve kendi kendime gülümseyerek şunu demiştim: Nerde o ellerinde çapayla yol kesip şortla dolaşamazsınız diyeler. Ve şu bir gerçek ki değişimin karşısında kimse duramaz. Durmaya çalışanda düşmeğe mahkumdur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir