Sinan Ateş davası: Ayşe Ateş mahkemeye 4 MHP’linin ismini verdi

ANKARA – Sinan Ateş Davasının ilk duruşmasının dördüncü celsesi Sincan’da devam ediyor.

Duruşmaya CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Sercan Hamşıoğlu ile milletvekilleri Metin Ergun ve Yavuz Aydın, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, CHP Genel Başkan Yardımcıları Gül Çiftçi ve Murat Bakan, CHP Milletvekili Sibel Suiçmez katıldı.

Duruşmanın başlangıcında Mahkeme Başkanı, cinayeti azmettirmekle suçlanan tutuklu sanık Doğukan Çep’in duruşmanın önceki celselerinde jandarma nezaretinde tuvalet ihtiyacı için dışarı çıkarıldığında müştekilerin bulunduğu tarafta oturan izleyicilere dönerek tehdit anlamına gelecek şekilde başını salladığını, bu sebeple Çep’in uyarıldığını söyledi.

Duruşma tasarlayarak, kasten öldürmeye yardım suçlamasıyla yargılanan, Doğukan Çep’in kaldığı oteli ayarladığı iddia edilen Alper Atay’ın avukatının savunmasıyla başladı. Müvekkilinin olaya dahil olmadığını belirten Avukat Engin Çelebi, müvekkilinin yılbaşı gecesini Doğukan’ın bulunduğu otelde geçirdiğini ve sonra hayatına olağan biçimde devam ettiğini anlattı. Otelin sahibi Gökhan Türkmen’in gerçek dışı beyanda bulunduğunu, müvekkilinin Doğukan Çep için oda istediğini, ve parasını ödediğini iddia ettiğini söyleyen Çelebi, Türkmen’in bu beyanlarının tanıklar tarafından yalanladığını anlattı.

Sinan Ateş’in adres bilgilerini iletmekle suçlanan eski cinayet büro amiri, tutuklu sanık Mustafa Ensar Aykal’ın avukatı Aziz Bingöl, tüm iddiaları reddetti ve müvekkilinin cinayete ilişkin hiçbir eylemi olmadığını, görevde olduğu dönemde cinayetin açıklığa kavuşması için elinden geleni yaptığını söyledi.

‘DEMİRTAŞ’IN, İMAMOĞLU’NUN İPİ ÇEKİLDİ Mİ?’

Bingöl, bilirkişi raporunda Ülkü Ocakları eski yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın, müvekkili Aykal’dan Sinan Ateş’e ait olduğu iddia edilen telefon numarasının kime ait olmasını öğrenmesini istediğini hatırlattı. Bu süreçte gerçekleşen yazışmalarda Ateş’e atfen “Onun ipini çekmişler” dediğinin yazıldığını söyleyen Bingöl, “ipini çekmek” deyiminin sözlük anlamını araştırdığını hatırlattıktan sonra bu deyimin geçmişte siyasette çok fazla kullanıldığını belirterek “Sayın Demirtaş’ın ipini çektiler mi?, Nagehan Alçı’nın ipini çektiler mi? ‘Kılıçdaroğlu İmamoğlu’nun ipini çekti’ diyenler dönüp daha sonrasında ‘Kılıçdaroğlu’nun da ipi çekildi’ diyor” dedi.

‘O ZAMANIN SAMANYOLU ŞİMDİ OLMUŞ T24’

İddianamede geçen 06 AT 5021 plakalı aracın kamuoyunda duyulmasının iddianameden sonra olduğunu belirten Bingöl, “Bu dava kamu görevlilerinin işini uygun yapmamasından dolayı bu hale gelmiştir. Zamanında Ergenekon Davası vardı; orada manşet atılmıştı ‘Erdoğan’ın ipi çekildi’ diye. O zamanın Samanyolu olmuş şimdi T24. T24 şimdi ‘FETÖvari’ olmuş. Tüm ihtimaller konuşuluyor, Can Dündar soruyor ‘Erdoğan Bahçeli’nin ipini çekebilir mi?’ deniyor” dedi.

‘T24’ÜN HABERİNE ÖDÜL VERDİLER, NESİNE ÖDÜL VERDİNİZ?’

Aykal’ın Cinayet Büro Amiri olduğu dönemde tutuklanmasından 24 dakika sonra
T24 tarafından ‘ipini çekmişler’ başlığı atıldığını belirten Bingöl, “Çağdaş Gazeteciler Derneği, Uğur Mumcu bilmem ne derneği bu habere ödül verdiler. Bu haberin neyine ödül verdiler. Bir araştırmadınız. Bu adamın nesi var ki cezaevinde. Neden tek ünvânı olan bizim müvekkilimiz ve neden sadece bizim mesajlarımız getiriliyor” diye konuştu.

ERGENEKON DAVASI BENZETMESİ

Ergenekon davasını hatırlatan Bingöl, “Noldu, hepsi kumpas davasına döndü. Hakimleri ceza aldı. Zekeriya Öz firar. Bu iddianamenin de bu amaçla hazırlandığını düşünüyoruz. Hangi haberin önceden yapıldığını, hangi evrakın sonradan dosyaya girdiğini biliyoruz” ifadelerini kullandı.

Bingöl, “Gerçek suçlu var ise onun yerine başka birini cezalandırmaktan korkmuyor musunuz?” diye sorarak savunmasını sonlandırdı.

‘OĞLUM DEDİ Kİ, ‘ANA BENİM İPİMİ ÇEKTİLER, BANA SUİKAST DÜZENLEYECEKLER’’

Avukat savunmalarının ardından müşteki ifadelerinin alınmasına başlandı. Sağlık durumu sebebiyle ilk sözü alan Sinan Ateş’in annesi Saniye Ateş şöyle konuştu:

“18 aydır bugünü bekliyorum. Ben yaşayan bir ölüyüm. Benim oğlum bana dedi ki, ‘Ana bana suikast düzenleyecekler, benim ipimi çektiler.’ Bizim gizlimiz saklımız yoktu. Bir gün beni ziyarete geldi. Sordum ne oldu diye “Benim ipimi çektiler” dedi. Benim oğlum İsmet Büyükataman’ın 12 yıl danışmanlığını yaptı. ‘Belki izin vermezler’ dedi. Benim oğlum dünyanın en iyi insanıydı. ‘Babam duymasın, kalbi var babamın’ dedi. Benim eşimin damarları parçalandı. Ben ne kadar dayanabilirim bilmiyorum. Avukatlar diyor ki buradakilerin çocukları onları göremiyormuş. Benim torunlarım hiç göremeyecek babasını. Fizanda olaydı benim oğlumu göreydi torunlarım.”

‘SENİN KANIN BENİM ELİMDE DEĞİL, SEMİH YALÇIN, İZZET ULVİ YÖNTER’E SORACAKSIN’

Mersin’deki Çağrı Ünel olayından sonra ölen çocuğun ağabeyinin oğlunu aradığını, o esnada oğlu Sinan Ateş’in yanında olduğunu belirten Saniye Ateş şunları anlattı: “Arayan kişi benim oğlumu tehdit etti telefonda. O da dedi ki ‘Senin kanın benim elimde değil, Olcay Kılavuz, İzzet Ulvi Yönter, Semih Yalçın, Ahmet Yiğit Yıldırım’a soracaksın’ dedi. Arayan galiba polisti, oğlum dedi ki, ‘Kardeşim senin kanın benim elimde değil’ dedi.”

‘DEDİM Kİ ‘GİT DEVLET BAHÇELİ’YE ANLAT, İZİN VERMEDİLER’

Saniye Ateş, oğlu Sinan Ateş’le diyaloğunun devamını şöyle aktardı: “Bana döndü dedi ki, ‘Ana ben ne yapayım şimdi’ dedi. Dedim ki ‘Git Devlet Bahçeli’ye ulaş, her şeyi anlat.’ Defalarca aradı, ulaşamadı, ulaştırmadılar oğlumu.”

‘DEVLET BAHÇELİ’DEN HABERSİZ ÇAY İÇİLMEZDİ’

Ateş, sözlerini şöyle sürdürdü: “O bahsi geçen araç Ülkü Ocakları’na ait. Devlet Bahçeli’den habersiz bir çay içilmiyordu. Sadece makam aracı olarak kullanılıyordu. Bu kadar basit mi insan öldürmek, bu devletin üstünde başka bir devlet mi var? Babası dayanamadığı için vefat etti. Ben 18 ayda iki cenaze kaldırdım. Benim torunlarım kapıları pencereleri kapatıyorlar bir şey olur diye. Benim gelinimin ne suçu vardı. İnsan öldürmek bu kadar basitse ben de kısasa kısas isterim.”

‘BU DEVLETİN ÜZERİNDE BAŞKA DEVLET Mİ VAR?’

Avukat Bingöl’ün ‘İpini çekmek’ deyimine ilişkin savunmasına dair de Ateş, “Avukat bey diyor ki ‘ipini çektiler’e Google’dan bakmış. Benim oğlum bana ana ‘ipimi çektiler’ dedi. Oğluma pusu kurdular, benim oğlumu öldürmeye defalarca teşebbüs ettiler. Hala benim kapıma geliyorlar. Bizi öldürmekle mi korkutacaklar. Ben ölüyüm zaten. Bugünü ben 18 ay bekledim. Ankara’nın göbeğinde kime gözdağı veriyorlar. Biz zengin değiliz. Ben çocuğuma bir lokma haram yedirmedim. Bunu yapanlar bir kere çocuğunun, bir kere de anasının yüzüne baksın. Vicdanları kabul ediyorsa ben onların vicdanına bırakıyorum. Daha kaç tane Sinan ölecek. Biliyorlar mı oğlumu neden öldürdüklerini. Bir tanesi diyor ki para. Benim olum kendisine gelen bir kutu lokumu eve sokmaz, dışarıda insanlara dağıtır öyle gelirdi. Ben öyle bir evlat yetiştirdim ama zalimlere yem oldu çocuğum. Benim gelinim çelik yelekle dolaşıyor, koruma ile dolaşıyor. Öldüren öldürdüğü yerde kalsın mı? Bu devletin üzerinde devlet mi var? Kime halimi anlatayım? Ben Türk’üm, Müslümanım, ülkücüyüm. Ama bunların inandığı ülkücü değilim ben. Benim yavrumun kimseye zararı olmadı.”

‘BUNLAR MAŞA, SEVK EDENLER HESAP VERECEK’

Oğlunu öldürme sebeplerini soran Ateş, “Neydi oğlumu öldürme sebepleri? Makam sevdası için mi? Benim oğlumun makam sevdası yoktu. Benim evladımdan da kendimden de en ufak bir tereddüdüm yok. Ben oğlumu öldürenlerden hesap istiyorum. Benim oğlumu öldürmeye sevk edenler çıkacak. Bunlar maşa, sevk edenler hesap verecek. Yarına çıkar mıyım bilmiyorum. Kısmi felç geçirdim. 45 senedir böbrek hastasıyım, o halimle çalıştım, pamuklarda büyütmedim oğlumu. İyi diye yardımsever diye bir insan öldürülür mü? Benim oğlum kuruş haram yemez. Ben abdestsiz süt vermedim oğluma” diye konuştu.

SANİYE ATEŞ FENALAŞTI, DURUŞMAYA ARA VERİLDİ

Beyanı sırasında fenalaşan Ateş, duruşma salonundan çıkarıldı. Bunun üzerine Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, “ Bu kadın burada ölürse hesabını vereceksiniz” diye bağırdı.

Mahkeme başkanı sağlık görevlilerini çağırdı ve duruşmaya 20 dakika ara verildi. Duruşmaya verilen aranın ardından yeniden başlaması sonrası Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’in beyanları alındı.

‘SİZDEN MERHAMET DİLEMİYORUM’

Ateş ifadelerine, “Sizden merhamet ya da rahmet dilenmiyorum. Sizden yalanlarınızı, kumpaslarınızı dinledik. Birazdan da mahkeme gerçekleri dinlesin. Bakalım; bir baba, kardeş, arkadaş nasıl katledildi. Onları dinleyin sayın hakim” sözleriyle başladı.

‘SİNAN İÇİN CANINI FEDA EDECEK ADAMDAN KATİL ÇIKARDINIZ, SİZ NE ANLATIYORSUNUZ?’

Kendisinden önce verilen ifadeler için Ateş, şunları söyledi: “İşlerine geldiği kısmı alıp, işlerine gelmediği kısımları almayıp aymazca savunmalar yaptılar. O kadar ileri gittiler ki ‘Sinan’ı Selman vurdu’ dediler. Sinan’ı kimin vurduğunu çok iyi bilmelerine rağmen, yanından ayrılmayan, canını önünde feda eden adamı katil çıkarmaya çalıştılar. Kamera kaydını anlatmak istiyorum. Kamera kaydında katil Eray Özyağcı geliyor ve silahı Sinan’ın üst kısmına doğrultarak ateş ediyor. Ve Sinan yere düşerek hareket etmiyor. Sinan bilinci kapalı bir şekilde yere düşüyor. İnsanların aklıyla alay etmeyin. Selman’a da sıkıyor Eray, Selman arabanın arkasına geçiyor. Siz ne anlatıyorsunuz? Kime anlatıyorsunuz? Yeter be yeter. Üç gündür burada tiyatro oynuyorsunuz. Devletin namusuna leke sürüyorsunuz. Yattığınız suçlardan kahramanlık uyduruyorsunuz. Selman, katil değildir. Sinan’ın katilleri bellidir. Sinan’ı öldürmesi için azmettirenler ve saldırıların merkezinde bulunanlar, saldırıyı yönetenler.”

Şubat 2022’den itibaren eşinin kendisine defalarca tehdit edildiğini söyleyen Ateş, “Bu süreçte, Sinan görevi bıraktıktan sonra önce bot hesaplardan tehditler ve hakaretler iletildiğini Orhun Haber sitesindeki ‘Bir ihanet ateşi’ haberiyle Ateş’in ‘FETÖ’cü ilan edildiğini anlattı.

‘EMRULLAH KAPLAN’IN KATİLİ DE AHMET YİĞİT YILDIRIM VE DAHLİ OLANLARDIR’

Ülkü Ocakları’ndaki hiyerarşiyi ‘Tabiri yerindeyse habersiz tuvalete bile gitmezler’ diyerek anlatan Ateş, “Ahmet Yiğit Yıldırım’ın talimatıyla eşim hakkında bir iftara kampanyası başlatıldı ve eşimin katliyle sonuçlandı. Sinan’ın yanında olan tüm arkadaşları da bu iftiralara ve tehditlere maruz kaldı. Bu işin fitil Mersin’de ateşlendi. Çağrı Önel eşimin yakın arkadaşıdır, dostudur. Akşam bir telefon görüşmesi yaptı. Eşim Çağrı’ya ‘Çağrı bunlar iyice azıttı, kendine dikkat et’ dedi. O da dedi ki ‘Reis biz senin yanındayız, onlar istiyor diye yolumuzdan dönmeyiz.’ Ertesi gün 11 kişi Çağrı Ünel’e arkasından haince saldırdı, sopalarla ve bıçaklarla. Çağrı Ünel de refleksle ateş etti, bunun sonucunda Emrullah Kaplan isimli gencecik bir çocuk vefat etti. O çocuğun katili de Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Yiğit Yıldırım ve bu işte dahil olanlardır” diye konuştu.

‘CUMHURBAŞKANI’NIN İRADESİNE MEYDAN OKUYAN KARANLIK BİR SUÇ ÖRGÜTÜ VAR’

Ülkü Ocakları ve MHP’yi değil, bu kurumların içine sızmış suç çetesini hedef aldığını söyleyen Ateş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sinan’a dedim ki ‘lanet olsun, bırak bu işleri gidelim’ dedim. Sinan kabul etmedi, ‘Devletim beni korur, ben yanlış bir şey yapmadım’ dedi. Bunu Sayın Cumhurbaşkanına da söyledim bunu. Aynen ifade ettim. Cumuhrbaşkanı, kendisiyle yaptığımız görüşmede ‘Kızım sana söz kocanın katilleri yakalanacak” dedi. Benim karşımda Sayın Cumhurbaşkanı’nın da iradesine meydan okuyan bir karanlık suç örgütü var.”

‘CUMHURBAŞKANINA ‘FETÖCÜ OLUP OLMADIĞIMIZI ARAŞTIRIN LÜTFEN’ DEDİM’

Kendisinin ve eşinin ‘FETÖ’cü ilan edildiğini kaydeden Ateş, “Ben FETÖ’cü isem Sinan ‘FETÖ’cü ise gidip suç duyurusunda bulunun. Ben bunu Sayın Cumhurbaşkanı’na da ifade ettim. Lütfen araştırın. Sinan hırsızmış, milyon dolarlık saatleri varmış, o saatlerle ev alınırmış. Çarşaf çarşaf paylaştınız. Bakın bu saatleri kime istiyorsa hediye ediyorum. Alsın kendine ev mi alınıyor araba mı alınıyor? Saat saat dediniz paraladınız kendinizi” dedi.

”EŞİME BIRAK’ DEDİM, ‘MHP VE ÜLKÜ OCAKLARININ TALİMATIYLA YAPIYORUM, BIRAKAMAM’ DEDİ’

Süreci anlatmaya devam eden Ateş, Ahmet Yiğit Yıldırım talimatıyla eşine tehditlerin kesilmediğini söyledi ve “Ben çok iyi biliyorum, Ülkü Ocakları’nda, MHP’de süreç nasıl ilerler, aradaki ast üst nasıldır bilirim. O dönemde Ülkü Ocakları etiketiyle ‘Sinan Ateş kimleri dövdürdü, şu paylaşımı yaptı’ diye paylaşımlar yaptırdı. Evet Sinan Ateş bunları yaptı, yaptırdı. Aldım karşıma Sinan’ı ‘Sen akademisyensin, sana yakışıyor mu? Senin iki kızın var’ dedim. O da dedi ki ‘Ben MHP Genel Merkzi’nden gelen talimatları uyguluyorum. Eğer yapmazsam bana da dokunurlar.’ Sonrasında eşim apar topar görevden alındı, hiçbir gerekçe gösterilmeden. Kim bilir belki bir bildiği vardı” ifadelerini kullandı.

Bugüne kadar öldürülme korkusuyla ve çocukları annesiz kalır diye söylemediği bazı şeyleri anlatacağını belirten Ateş, “Arkadaşlarım da dedi ki ‘Devlet gerekeni yapar’. Ama biz bekledik bekledik, buradaki tabloyu izledik. Görüyoruz ki buradaki çoğu kişi tahliye olup gidecek. Ben korksam da korkmasam da bildiklerimin benimle mezara gidecek. O yüzden anlatıyorum” dedi.

İZZET ULVİ YÖNTER, SEMİH YALÇIN, AHMET YİĞİT YILDIRIM VE OLCAY KILAVUZ’UN İSMİNİ VERDİ

Ateş devamında şunları söyledi: “Eşim bana, ‘İzzet Ulvi Yönter, Semih Yalçın, Ahmet Yiğit Yıldırım’a ve Olcay Kılavuz’a beni öldürmesi için talimat verilmiş. Onlar da kapı kapı gezip katil arıyorlarmış’ dedi. Eşimin bana söylediği aynen bu. Katline ferman verdiler.”

‘‘DEVLETİN ÜZERİNDEYİZ BİZ’ DİYORLAR’

Ateş, devamında şunları söyledi: “Karşımıza geçip şimdi ahlak dersi veriyorlar. Ama ben size bu hayatı dar etmeye devam edeceğim. Suçu olmayan kimse ceza almasın. Ama benim kocamı öldürüp sonra tesadüfen karşılaşmış gibi bir senaryo anlatıp devam demezler. Ben kocamın katilkini nerede arayacağım. CHP’liler mi DEVA Partililer mi Ümit Özdağ mı gönderdi benim kocamın katilini. Ne istiyorsunuz kafamızı kuma gömüp evde oturup ağlayalım mı? ‘Devletin üzerindeyiz biz’ diyorlar. Devletin namusuna dil uzatıyorlar. Delil karartıyorlar. Ben sadece suçluları, kiralık katilleri hedef alıyorum. Ama torbacılar, gaspçılar burada ayak ayak üstüne oturmuş.”

‘DEVLET BANA KORUMA VERDİ, DEMEK Kİ ASIL KATİLLER DIŞARIDA’

Ateş kendisine neden koruma verildiğini de sorarak, “Devlet bana niye koruma veriyor? Demek ki asıl katiller dışarıda ki devlet beni koruyor. Ne masal anlatıyorsunuz siz? Ama bu devletin bana borcu var. Borcunu öder. Bu devlet kimsenin babasının malı değil. Burası sizin babanızın çiftliği değil” ifadelerini kullandı.

Ateş, ifadelerinin sonunda delillerin dosyaya eklenmesini, ayrılan 17 kişilik dosyanın mevcut dosyayla birleştirilmesini, ismini verdiği tüm şüphelilerin ifadelerinin alınmasını, eksik ifadelerin dosyaya eklenmesini, iki dosya birleştikten sonra iddianamedeki eksikliklerin doldurularak yeniden yazılmasını talep ederek tamamladı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir