10 gün önce yayımlanan Ege ekimizde, 12.5 milyon hektar ormanlık alanın tehdit altında olduğunu vurgulamış, bölgenin ve Akdeniz coğrafyasının yangınlara hazır olmadığına dikkat çekmişti. Aynı haberde ilgili kuruluşların ve uzmanların görüşlerine yer vererek, önlemlerin artırılmasını istedik. İzmir ve Ege’de yaşanan son orman yangınları, uyarılarımızın haklılığını acı biçimde gösterdi.
Aynı gün Selçuk, Menderes, Çeşme, Urla, Torbalı ilçelerinde ardı ardına çıkan yangınlar, çok kuvvetli rüzgârla yayıldı. Biz bu yöreyi çok iyi biliyoruz. Oradan her geçişimizde, tepelere doğru uzanan ormanları, yeşil dokuyu hayranlıkla izler ve buraların yanma olasılığına karşı içten içe tedirginlik duyuyoruz. Korktuğumuz başımıza geldi. O güzelim ağaçlar, ormanlar yandı, verimli topraklar karardı!..
‘TOPLUMSAL BİLİNCE KAZINMALI’
Yanan tüm alanlar ve canlılar, hepimizin birer parçasıdır. Bu güzelim ülkenin ve kadim halkın toplumsal zenginliğidir. Onların yitip gitmesine hepimiz üzülüyoruz. Elbette en çok üzülen ve yürekleri yananlar da oralarda yaşayanlar ve oralardan ekmeğini çıkaranlardır. Ancak bu kayıpların yalnızca onların kaybı olmadığı, tüm ülkenin ve toplumun kaybı olduğu artık toplumsal bilincimize kazınmalıdır.
Bu bağlamda, başta kamu kurum ve kuruluşları olmak üzere herkese sorumluluk düşmekte. Tüm yurttaşlar özellikle sıcak iklim koşullarında daha dikkatli davranmalı ve ağaca, toprağa, ormana karşı son derece duyarlı olmalıdır. Bu konuda toplumsal bir eğitim ve davranış seferberliğine ihtiyaç vardır.
Çıkan son yangınların nedeni ne olursa olsun, küresel ısınmanın ve iklimsel sıcaklıkların, önümüzdeki süreçte bu yangınları daha da artıracağı uzmanlarca öngörülüyor. Dolayısıyla, ormanların, yeşil alanların korunması ve olası yangınlarla etkili mücadele edilmesi konusu, her daim öne çıkıyor ve giderek daha da önem kazanıyor. Böylesi zor günler için yapılacak hazırlık, bir ölçüde çağdaş bir toplum ve büyük bir ülke olabilmenin de ölçütüdür.
Sonuçta orman yangınlarının önlenmesi ve yangınla mücadele edilmesi konusu, yeniden ele alınıp tümüyle gözden geçirilmeli. Bu konuda, daha etkili olacak bütüncül bir politika/organizasyon oluşturulmalı ve orman yangınları ile mücadele yeniden yapılandırılmalı. Ağacın, ormanın, toprağın “imdat” çığlığına duyarsız kalınmamalıdır.
