ABD’de 5 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimleri için geri sayım sürüyor.
Demokrat aday Kamala Harris ve Cumhuriyetçi aday Donald Trump, ABC News’in ev sahipliğinde Philadelphia şehrindeki National Constitution Center’da bir araya geldi ve ilk kez canlı yayında kozlarını paylaştı.
Canlı yayının moderatörlüğünü ABC sunucuları Linsey Davis ve David Muir üstlendi.
İki liderin münazarası sürpriz bir şekilde tokalaşmayla başladı.
Harris, programın başında Trump’ın kürsüsüne yaklaştı ve elini sıkarak kendisini ismiyle tanıttı.
Bu hareket, 2016’dan bu yana bir başkanlık tartışmasında ilk el sıkışma olarak kayıtlara geçmiş oldu.
“Trump yalnızca milyarderlere vergi indirimi yapar. Onun öngördüğü yüzde 20’lik satış vergisi, her aileye yıllık 4.000 dolara mal olacak,” diye ekledi.
Trump, Harris’in iddialarına itiraz ederek planlarında “satış vergisi” bulunmadığını ve Harris’in de bunun farkında olduğunu belirtti.
Trump, Harris’in başkan seçilmesinin “ülkenin felaketi” olacağını iddia etti.
Demokrat aday ise buna yanıt olarak, Trump’ın başkanlık döneminde “Büyük Buhran’dan bu yana en kötü işsizlik oranlarının yaşandığını” iddia etti.
Kamala Harris bu çıkışa, kendisinin ve başkan yardımcısı adayının silah sahibi olduğu yanıtını verdi.
ABD’de sıkça tartışılan kürtaj yasağı, münazaranın öne çıkan başlıkları arasında yer aldı. Harris, Trump’ın seçilmesi durumunda “ülke genelinde bir kürtaj yasağı getireceğini” iddia etti.
Bugün dış basında en çok tartışılan konu ise Trump’ın göçmenlerin ‘kedi yediği’ yönündeki iddiası oldu.
Tartışmada Gazze’de barışın nasıl sağlanacağı da gündeme geldi. Harris, Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’e düzenlediği saldırının kendisini dehşete düşürdüğünü belirterek sözlerine başladı. On binlerce Filistinlinin ölümüne yol açan ve bombardımanı sürdüren İsrail’e hafif bir eleştiri getiren Harris, iki devletli çözümü, İsrail’in kendini savunma hakkını ve Gazze’nin yeniden inşasına desteğini vurguladı.
Tüm temel konularda fikirleri ayrışan liderin birleştikleri tek nokta ise ‘İsrail’in savunma hakkını’ destekleyeceklerini söylemeleri oldu.
Bu bölümdeki soru ve iki liderin tam yanıtları şöyle:
Kamala Harris Ukrayna’nın sınırlarını koruma mücadelesini desteklediğini söyledi. Bu nokta akılda akılda kalan bir ifade de Harris’in Trump’a “Putin seni öğle yemeğinde yer” demesi oldu.
Tartışma 1 saat 45 dakika sürdü. İki rakibi ilk kez karşı karşıya getiren canlı yayında Trump’ın toplam 42 dakika 52 saniye, Harris’in ise 37 dakika 36 saniye konuştuğu kaydedildi.
Münazaranın ardından odasına geçen Trump, salonda bulunan gazetecilere yaptığı açıklamada, moderatörün kendisine “çok haksız” davrandığını savundu.
Donald Trump’ın münazara sonrası yaptığı paylaşımlar şöyle:
Canlı yayının ardından Donald Trump’ın seçim kampanyası ekibi, gecenin kazananının Cumhuriyetçi aday Trump olduğunu iddia etti. Trump’ın ekibi tarafından yapılan açıklamada, “Başkan Trump, Amerika için cesur bir vizyon sundu ve ilk dönemindeki ekonomik başarılarını, sınır güvenliğini sağlamasını ve ülke genelinde toplum üzerinde yıkıcı etkileri olan suçları durdurma çabalarını nasıl sürdüreceğini gösterdi” ifadeleri yer aldı.
Harris’in seçim kampanyası ekibinden yapılan açıklamada, yeni bir canlı yayın tartışması için davet yapıldı. Açıklamada, “Amerikan halkı bu akşam, sonbaharda sandıkta karşılaşacakları seçimi net bir şekilde gördü: Kamala Harris ile ileriye doğru mu yoksa Trump ile geriye mi? Bu gece bunun farkına vardılar. Ekim ayında yapılacak ikinci tartışmada da aynı soruyla yüzleşmeleri gerekecek. Başkan Yardımcısı Harris, ikinci bir canlı yayına çıkmaya hazır. Peki Trump buna hazır mı?” ifadeleri yer aldı.
CNN, anket sonuçlarının, yalnızca düelloyu izleyen seçmenlerin tartışma hakkındaki görüşlerini yansıttığını belirtti.
Diğer yandan, bu sonuçların Trump’ın Mayıs ayında ABD Başkanı Joe Biden ile gerçekleştirdiği tartışmadan farklı bir sonuç çıkardığı ifade edildi. Biden’ın adaylıktan çekilmesine sebep olan o münazaranın ardından Trump’ın performansının güçlü olduğu kaydedilmişti.
Trump ile Biden’ın CNN televizyonunda yaptığı ilk canlı yayın karşılaşması Biden’ın sonunu getirmiş, “adaylığı bırak” çağrılarının ardından Biden çekildiğini duyurmuş ve yerini Harris’e bırakmıştı.
ABD’de 5 Kasım’da Demokrat Kamala Harris ile Cumhuriyetçi Donald Trump’ın yarışacağı başkanlık seçiminin kaderini “kritik eyaletler” olarak nitelendirilen Arizona, Nevada, Wisconsin, Michigan, Pensilvanya, North Carolina ve Georgia’daki sonuçların belirlemesi beklenirken, güncel anketlere göre bu eyaletlerdeki durum dengeli.
Seçiciler Kurulu olarak adlandırılan seçim sistemi nedeniyle bazı eyaletler başkanın belirlenmesinde kritik önem taşıyor.
Her 4 yılda bir başkanlık seçimlerinin yapıldığı ABD’de seçmenler, başkanı doğrudan değil, oy verdikleri delegeler yoluyla seçiyor.
Bu üyeler de ABD’nin başkanı ve başkan yardımcısını seçmekle görevli olurken, seçimlerde en fazla oyu alan aday değil, en fazla delegeyi kazanan aday başkanlık koltuğuna oturuyor.
Seçimlerden sonra toplanarak ABD başkanını seçen Seçiciler Kurulu üyelerinin sayısı ise her eyaletteki ABD Kongresinin iki kanadı olan Temsilciler Meclisi ve Senatodaki toplam üye sayısına eşit. Kongre’de temsilcisi olmayan başkent Washington’ın de Seçiciler Kurulu’nda 3 üyesi bulunuyor.
Seçiciler Kurulu’nun her eyalete farklı ağırlıklarla dağıtılmış toplam 538 delegesi bulunuyor. Bu sayının yarıdan 1 fazlasına, yani 270 delegeye ulaşan aday, başkan olmaya hak kazanıyor. Aynı sisteme göre bir eyalette rakibinden 1 oy dahi fazla alan başkan adayı, o eyaletteki tüm delegeleri kazanıyor.
Hem Demokrat hem de Cumhuriyetçilerin yoğunlukta olduğu birçok eyalet bulunuyor. 1 fazla oyun bile tüm delegelerin kazanılmasına imkan tanımasından dolayı iki siyasi görüş arasında dengenin olduğu eyaletler ise başkanlık seçiminde kritik önem taşıyor.
ABD seçim sistemine göre, örneğin, California’nın 54 delegesi bulunurken, Texas’ın 40, Florida’nın 30 ve New York’un 28 delegesi bulunuyor ancak delege sayısı fazla olan bu eyaletlerin parti eğilimleri uzun yıllardır pek değişmediği için toplamda sonuca etkileri büyük olmuyor. Örneğin, California ve New York uzun yıllardır Demokrat, Texas ve Florida ise uzun zamandır Cumhuriyetçi eğilimiyle biliniyor.
Bu sistemde başkanlık seçimlerinin kaderini Cumhuriyetçi ile Demokratlar arasında gidip geldikleri için “salıncak eyaletler” olarak da adlandırılan “kritik eyaletler” belirliyor.
2024 seçimlerinden önce, başkanlık için ulaşılması gereken toplam 270 delege sayısının 93’ünü teşkil eden Arizona, Nevada, Wisconsin, Michigan, Pensilvanya, North Carolina ve Georgia şeklinde 7 “kritik eyalet” bulunuyor.
ABD’de başkan doğrudan seçilmez; Seçiciler Kurulu üyeleri aracılığıyla seçilir.
Toplam 538 delege bulunur, 270 delegeye ulaşan aday başkan olur.
Eyaletlerde bir adayın rakibinden 1 oy fazla alması, tüm delegeleri kazanmasına neden olabilir.
Genel Oy Durumu:
North Carolina:
Trump: %47,9
Harris: %47,8
Georgia:
Trump: %48,3
Harris: %48
Arizona:
Trump: %48,4
Harris: %46,8
Wisconsin:
Trump: %47,2
Harris: %48,7
Michigan:
Trump: %47,1
Harris: %48,3
Nevada:
Trump: %47,4
Harris: %48
Pensilvanya:
Trump: %47,6
Harris: %47,6 (Dengede)
California:
Trump: %35
Harris: %59,5
Texas:
Trump: %50,3
Harris: %43
Florida:
Trump: %49
Harris: %43
New York:
Trump: %39
Harris: %53
New Hampshire:
Trump: %45,7
Harris: %50,7
Minnesota:
Trump: %44,5
Harris: %50
Virginia:
Trump: %44
Harris: %48
Ohio:
Trump: %52
Harris: %43
Maine:
Trump: %41
Harris: %58
Montana:
Trump: %56,3
Harris: %38,7