Diyarbakır’da 24 Eylül’de Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER), Payîz Pirtûk ile Anka Dil ve Sanat Eğitim Kooperatifi’ne eş zamanlı baskın düzenlendi. Ayrıca Kürtçe dersler veren eğitimcilerin de olduğu 30 kişi gözaltına alındı. 29 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, MED-DER eski Eşbaşkanı Rıfat Ronî tutuklandı. Gözaltı ve tutuklamaya, yüzlerce kişi hakkında ifade veren ve birçok davada beyanlarının gerçeğe aykırı olduğu ortaya çıkan itirafçı Ümit Akbıyık’ın iddiaları gerekçe yapıldı. Soruşturma kapsamında tutuklanan Ronî hakkında iddianame hazırlandı. Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi, iddianameyi kabul etti. İlk duruşma 17 Aralık’ta görülecek.
‘TÜRKÇE DIŞINDA BAŞKA DİLDE EĞİTİM YAPILAMAZ’
İddianamede, derneğin faaliyetleri “Eğitim Bakanlığı’na alternatif okullar olarak faaliyet göstermek” olarak değerlendirildi. İddianamede, “Türkçe dışında başka dilde eğitim yapılamayacağı” savunuldu.
Soruşturmanın “Y3K8AN77RE73” kod adlı gizli tanık ile itirafçı Akbıyık’ın beyanlarıyla üzerine başlatıldığı aktarıldı. Ronî’nin MED-DER üyeliği, yönetciliği ve ev aramasında el konulan dergi ve kitaplar suç sayıldı. Henüz incelenmediği belirtilen ve el konulan telefon da suç delilleri arasında yer alması dikkati çekti.
DERNEK BAŞKANIYLA GÖRÜŞME SUÇ SAYILDI
İddianamede, Ronî’nin 21 Eylül 2023’ten 21 Mart 2024’te kadar telefon dinlenmesinin ve sinyal bilgilerinin takibi ile teknik takibi yapıldığı belirtildi. İddianamede, Ronî’nin MED TUHAD-FED adlı derneğin kongresinde divan başkanlığı yaptığı ve bu durumun “legal görünümlü illegal faaliyet” olduğu ileri sürüldü. Ronî’nin ismi belirtilmeyen ancak “terör kaydı bulunduğu” bir kişiyle görüştüğü belirtildi. Yine Ronî’nin 78’liler Derneği eski Başkanı Abdulgani Alkan’la görüşmesi suçlama konusu yapıldı. İddianamede söz konusu görüşme için “(…) hakkında çok sayıda örgütsel faaliyetleri nedeniyle işlem kaydı olan Abdulgani Alkan isimli şahsı ile görüşmeler yaptığı (…)” ifadeleri kullanıldı.
‘ÖRGÜTÜN HEDEFİ DOĞRULTUSUNDA HABER GÖRÜŞMESİ’
Ronî’nin her adımı “örgüt amacı doğrultusunda” şeklinde değerlendirildi. Ronî’nin, Federe Kürdistan Başbakanı Mesrur Barzani’ye ait “Kurdistan24” kanalının muhabirinin haber için yaptığı görüşme “örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda gerçekleştirilecek olan haberler için görüşmeler” olarak değerlendirildi. Muhabirin Kürtçeye yönelik engellemelere yönelik haber yapmak istediği belirtilen iddianamede, Ronî’nin muhabiri MED-DER’e yönlendirdiği belirtildi.
Görüşmeye dair değerlendirme şöyle: “(…) sözde Kürt dilinin engellendiği yönünde yayın yapılmaya çalışıldığı, bu yayına soruşturmaya konu tüzel kişilik olan MED-KÜLTÜR (MED-DER)’den öğrenci talep edildiğinin ve şüpheli Rıfat’ın bu hususta yardımcı olunması için şahsı müdürlük olarak belirttiği derneğe yönlendirdiği, böylelikle şüphelinin örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda gerçekleştirilecek olan haberler için görüşmeler gerçekleştiğinin değerlendirildiği (…).”
İddianamede, infazı yakılan ve tahliyesi engellenen tutsakların ailelerini ziyaret etmek, Barış Anneleri’ni ziyaret etmek ve dil yasaklarına dair verilen röportajlar suç sayıldı. İddianamede, Ronî’nin Kürt şair Cegerxwîn’in anmasına, anadilde eğitim talepli açıklamaya, 21 Şubat Dünya Anadil Günü yürüyüşüne katılması, Kürt Dil Bayramı deklarasyon açıklamasına katılması da “örgütün propagandasına dönüşen” eylemler olarak nitelendirildi. Ancak, söz konusu eylemlerde nasıl bir propaganda yapıldığı belirtilmedi.
HDK İÇİN ‘SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ’ İFADESİ KULLANILDI
İstanbul’da HDK’ye yapılan baskında el konulan materyallerde Ronî’nin isminin geçtiği iddia edildi. HDK için “silahlı terör örgütü” denmesi ise dikkati çekti. İddianamede, HDK için şu ifadeler kullanıldı: “(…) açık kimlik bilgileri yazılı şüphelinin dijitallerde bilgilerinin bulunduğu tespit edildiği ve HDK isimli silahlı terör örgütü yapılanması içerisinde faaliyet yürüttüğünün anlaşılması üzerine, yukarı açık kimliği yazılı şüpheli hakkında atılı suçtan Ankara CBS tarafından başlatıldığı ve dosyanın yetkisizlik kararı Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderildiği (…).”
İddianamenin sonuç bölümünde, Ronî’nin örgütün hiyerarşik yapısında faaliyet gösterdiği ileri sürülerek, “şüphelinin örgüt içerisindeki konumu, örgütün nihai amacını gerçekleştirmeye elverişli olarak yarattıkları tehlikenin ağırlığı, güttüğü amaç ve saikleri de dikkate alınarak yukarıdaki sevk maddeleri gereğince cezalandırılması” talep edildi.
(MEZOPOTAMYA AJANSI)