Kedi “Eros”u öldüren İbrahim Keloğlan’ın hapis cezasına onama

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Ceza Dairesi (istinaf), Keloğlan’a, Küçükcekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesince “evcil hayvanı kasten öldürme” suçundan verilen 2 yıl 6 aylık hapis cezası kararına ilişkin temyiz incelemesini tamamladı. Yerel mahkemenin hükmünde usul ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılık, delilerde ve işlemlerde ise herhangi bir eksiklik olmadığına karar veren daire, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu ifade etti.

Eylemin doğru olarak nitelendirildiğini ve sanığa verilen 2 yıl 6 ay hapis cezasının kanuni bağlamda uygulandığını belirten daire, sanık, sanık avukatının ve cumhuriyet savcısının ileri sürdüğü nedenleri yerinde görmeyerek temyiz başvurusunu esastan reddetti.

NE OLMUŞTU

Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede sanık İbrahim Keloğlan’ın “bir ev hayvanını veya evcil hayvanı kasten öldürme” suçundan 6 aydan 4 yıla kadar hapsi istenmişti.

İddianameyi kabul eden mahkeme, yargılama sonunda sanığa 1 yıl 3 ay hapis cezası vererek, hükmün açıklanmasını geri bırakmıştı.

Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı bu karara itiraz etmişti.

İtiraz üzerine dosyaya bakan ağır ceza mahkemesi, hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararının kaldırılmasına ve dosyanın Küçükçekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesi’ne iade edilip sanığın yeniden yargılanmasına karar vermişti.

Küçükcekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesi yeniden yargılamasında, sanığın “evcil hayvanı kasten öldürme” suçunu işlediği sabit olduğu gerekçesiyle 3 yıl hapse çarptırmıştı.

Cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkilerini takdiri indirim sebebi kabul eden mahkeme, cezayı 2 yıl 6 aya indirmişti.

Mahkeme, her ne kadar kuvvetli suç şüphesini gösteren somut deliller bulunsa da sanığın aldığı ceza, delillerin toplanmış olması, karartılacak herhangi bir delil bulunmayışı, bu aşamada tutuklanmasının orantılılık ilkesine aykırılık teşkil edeceği gerekçeleriyle sanık hakkında karar kesinleşinceye kadar yurt dışına çıkışının yasaklanması suretiyle adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar vermişti.

Savcılık cezayı az bulması nedeniyle, sanık ile avukatı ise verilen cezayı fazla buldukları iddiasıyla bu karara itiraz etmişlerdi.

Savcılık istinaf dilekçesinde, mahkemece üst hadden ceza verilmemesi, sanık hakkında Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 62. maddesinin uygulanması, mahkumiyet hükmüyle birlikte sanığın tutuklanmaması sebepleriyle, usul ve esas yönünden kararın kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kabulüyle hükmün bozulması, bununla birlikte sanığın tutuklanmasına karar verilmesini talep etmişti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir