Ekselansları’nın hüzünlü vedası

MÜJDE IŞIL – Bir spor müsabakası, hatta seçenekleri daraltalım, bir tenis maçı seyirciye ne kadar gözyaşı döktürebilir? İki sene önce Roger Federer’in Laver Cup’taki jübile maçı sadece ekran başına toplananları değil, hâlâ fotoğraflarıyla bile ağlatıyor. Tenisin son 20 senesine damgasını vurmuş, rakipleri canhıraş şekilde kortta koştururken tenisi dünyanın en kolay sporuymuş gibi oynayan ‘Ekselansları’ydı veda eden. Uzun süren sakatlık ve tedavi sürecinden sonra profesyonel oyunculuğa veda etme kararı alan Federer’in jübilesi ve önceki 12 günü, Asif Kapadia imzalı “Federer: Twelve Final Days” adlı Prime Video belgeseline konu oldu.

“Senna”da kötü sistemin, “Amy”de kötü çevrenin, “Diego Maradona”da ünlü sporcunun karanlık tarafının baskınlığını belgeleyen Kapadia için Federer aslında zor bir özne. Zira iyi bir sporcu olmasından öte, iyi bir insan o. En zorlu rakibi Rafael Nadal ile sıkı dost, kortta agresiflik göstermeyen bir centilmen, spordan elde ettiği geliri kurduğu vakıf aracılığıyla hayır işlerine aktaran, skandala hiç karışmamış bir aile babası-eş…

Unutulmaz rekabet

Ondan elbette karanlık bir taraf çıkaramamış yönetmen. Ama Federer’in pişmanlıklarına şahit oluyoruz. Örneğin Nadal’a karşı kaybettiği ilk maçtan sonra onunla oynamak istemediğini, ilk dönemlerinde Novak Djokovic’i hafife aldığını itiraf ediyor. Onun dışında iyi oynamanın, iyi rakip olmanın, dayanışmanın filmi bu. O yüzden Kapadia’dan ziyade Federer’in imza işi de denebilir.

Federer’in tenisi bıraktığını açıklaması ile başlayan belgesel, onun duygusal yolculuğuna ortak ediyor seyirciyi. Eşi Mirka’nın sonsuz desteği de bunun bir parçası. Basın açıklaması öncesi ve sonrasında yaşananlar, Federer’in kariyeriyle paralel kurgulanmış. İsviçreli top toplayıcı çocuğun tenisin zirvesine çıkışını, Federer’in sakin karakteriyle uyumlu bir şekilde izliyoruz. Jübile maçı ve Nadal ile dostluğu daha uzun tutulabilirmiş ama daha önce görmediğimiz soyunma odası konuşmaları dikkat çekici. Federer’in Nadal’ı teselli edişi de… Spor tarihinin gördüğü en büyük rekabetlerden biriydi Federer-Nadal maçları. Dostluğa evrilen bu rekabet, başlı başına bir film konusu ama muhtemelen Nadal’ın da jübilesi bekleniyor bunun için. Bizler de o gün dökeceğimiz gözyaşlarını Federer’in vedasından beri biriktirmeye başladık zaten.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir