Dünya Bankası yöneticisi Humberto Lopez: Türkiye’nin büyüme tahminini yukarı revize edilebiliriz

Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, Türkiye’deki yeni vergi hamleleri, faiz politikası ve büyümeye ilişkin tahminleri hakkında açıklamalarda bulundu.

cnbce.com’un sorularını yanıtlayan Lopez, 20 yıl boyunca Türkiye’nin hem büyüme hem de yoksulluğun azaltılması açısından mükemmel bir performans sergilediğini ifade ederek “GSYİH büyümesi yılda ortalama yüzde 5,4 oldu ve bu oranla GSYİH her 26 yılda bir dörde katlanıyor. Diğer taraftan yoksulluk oranı 2005’te yaklaşık yüzde 27 iken 2021’de yüzde 8’in altına düştü ve tahminlerimiz 2022 ve 2023’te daha da düşeceğini gösteriyor” dedi.

‘Yapılması gereken başka şeyler de var’

Dünya Bankası yöneticisi, büyüme ve istihdam yaratma ile gelir eşitsizliği üzerindeki etkisi nedeniyle enflasyonu düşürmenin önemli olduğunu belirterek yapılması gereken başka şeyler olduğunu da kaydetti: “Ülkenin yapısal dönüşümü ve imalat ve hizmet sektörlerinde çalışan Türk işçilerinin daha yüksek becerilere sahip olması talebi, tüm Türk işçilerinin artan sofistike ekonomi için uygun becerilerle donatılıp donatılmadığına bakmamızı gerekecek.”

Büyüme ve enflasyon mesajı

Lopez, hükümetin enflasyonun temmuzdan itibaren düşmeye başlayacağı mesajına katıldığını belirterek “Dünya Bankası’nın 2024 yılsonu enflasyonu için öngördüğü yüzde 43’lük oran, Merkez Bankası’nın öngördüğü oranın biraz üzerinde ancak büyüklük sıralaması birbirine çok yakın” dedi.

Dünya Bankası yöneticisi, kendilerinin Türkiye’nin büyümesine dair tahminlerine değindi: “Kabul etmeliyim ki 2024 ve 2025 tahminlerimiz ilk çeyrek büyümesi olan yüzde 5,7’den önce yapıldı. Şu anda bu tahminleri yeniden değerlendirme sürecindeyiz ve herhangi bir olumsuz gelişme olmadığı takdirde, bu yıllar için tahminleri yukarı yönlü revize etmemiz gerekeceğini düşünüyorum. İleriye baktığımızda, önemli olan mevcut makroekonomik normalleşme paketini uygulamaya devam etmek.”

‘İstikrarlı kur’a değindi

Lopez, dolar/TL kuruna dair şunları söyledi: “Yüksek enflasyon ve önemli verimlilik artışlarının yokluğunda, istikrarlı bir nominal döviz kuru, ülkenin uluslararası rekabet gücünü çok hızlı bir şekilde kaybetmesine neden olur. Aynı zamanda döviz kurunun değer kaybetmesi de enflasyon üzerinde baskı yaratır. Türkiye için, döviz kurundaki değer kaybının enflasyona geçişinin 0,3 olduğunu ve ayarlamanın üçte ikisinin yaklaşık iki ay içinde gerçekleştiğini tahmin ediyoruz. Bu iki rakip güç arasında doğru dengeye ulaşmak oldukça karmaşıktır ve eminim ki Merkez Bankası bunu dikkatle kalibre ediyordur.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir