Borç batağında patates yetiştiriyordu! Bulduğu dahice fikirle paraya para demedi

Derleyen: Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr – İngiltere’de patates çiftçisi bir ailenin oğlu olan William Chase, 20 yaşındayken bankadan kredi çekerek aile çiftliğini babasından satın aldı. Patatesin maliyeti keskin bir şekilde artıp düşebildiğinden, sonraki 12 yıl boyunca işler inişli çıkışlı gitmeye devam etti. Ta ki 1992’deki sağanak yağmur sebebiyle mahsulünü hasat edemediği ve tarlalarda çürümeye bıraktığı ana kadar. Bunun sonucunda işletme çöktü ve Chase iflas başvurusunda bulunmak zorunda kaldı. Chase o anları, “Çok utandım ve mahcup oldum. Birkaç aylığına Avustralya’ya gidip bir süre sonra çiftliğe döndüm. Çiftliği alıcılardan geri satın almak için borç aldım ve yeniden işe koyuldum” sözleriyle anlattı.

HER GÜN 10 TON PATATESİN 5’İ GERİ GELİYORDU

Chase, bu kez daha fazla para kazanmak için patates tüccarı oldu, çeşitli çiftliklerden patates satın aldı ve bunları süpermarketlere sattı. Ancak Chase, mali açıdan toparlanmaya çalışırken, süpermarketlerin görüntü açısından mükemmel olmayan patatesleri reddetmesinden giderek daha fazla rahatsız olmaya başladı. Chase, “Her gün 10 ton patates gönderiyordum ve 5 tonunu geri alıyordum. Süpermarketlerin biz çiftçilere karşı davranışı çok acı vericiydi” şeklinde konuştu.

Chase’in hayatını değiştiren an ise, 2002 yılında reddedilen patateslerin ABD’li cips üreticisi bir markanın Birleşik Krallık’taki operasyonu tarafından satın alındığını öğrendiğinde gerçekleşti. O zamanlar bu marka, ‘lüks cips’ olarak adlandırılan, kitlesel pazar markalarından biraz daha kalın kesilmiş ve elle kızartılmış patates cipsi üreten yeni şirketlerden biriydi. Cips yapma deneyimi veya bilgisi olmamasına rağmen Chase, kendi cips markasını kurabileceğine inanıyordu. Bunun üzerine İngiltere’deki birkaç cips üreticisini arayıp işleri nasıl yaptıklarını görüp göremeyeceklerini sordu ancak hepsi tarafından reddedildi.

Ancak Chase’in yılmaya hiç niyeti yoktu. Chase, Amerika’ya giderek birkaç yerdeki cips tesislerini ziyaret etti. Birleşik Krallık’a döndüğünde aile çiftliğinde bir cips üretim tesisi kurdu ve ‘Tyrrells’ markası 6 ay sonra faaliyete geçti.

MARKA ÇOK HIZLI BÜYÜDÜ, YÜKSEK KAZANÇ ELDE ETTİ

Tanıtımı artırmak için Chase, iki hafta boyunca Birleşik Krallık’taki bağımsız yiyecek mağazalarını cips örnekleriyle ziyaret ederek etti. Tyrrells markası çok hızlı büyüdü ve çok iyi bir kazanç elde etti. Net kârları da yüzde 35’i buldu.

Cipslerini pek çok süpermarkete satan Chase, en büyük süpermarketlerden birine satış yapmamakta kararlıydı. Çünkü, firmanın, çiftçiler üzerinde fiyatlarını düşürmeleri için baskı yarattığını düşünüyordu. Yarattığı baskı olarak gördüğü şeyden hoşlanmadı. Bir gün bir arkadaşı Chase’e satmak istemediği markette cipslerini gördüğünü söyledi. Firmanın bu ürünleri tavsiye edilen perakende fiyatının altında sattığı ortaya çıktı. Bunu öğrendiğini oldukça öfkelenen Chase, marketin bunları satmayı bırakmasını talep etti. Süpermarketin reddetmesinin ardından Chase, bir medya kampanyası başlattı ve bunun üzerine market geri adım attı. Önümüzdeki birkaç yılda Tyrrells cips satışlarının artmaya devam etmesi ve yıllık cironun 14 milyon pound’a (günümüzdeki değeriyle yaklaşık 580 milyon lira) ulaşması nedeniyle Chase, üretimi genişletmek için bankasından borç aldı. Bankanın belirlediği şart, işi yürütmesine yardımcı olacak bir yönetim ekibini görevlendirmesi gerektiğiydi.

‘DAHA FAZLA TOPLANTI İÇİN İNSAN ÇALIŞTIRIR OLDUK’

Daha önce işin içinde olan ve işletmenin her bölümünde yardım etmekten hoşlanan Chase, yeni yöneticilerin işe alınmasının işletmeyi olumsuz yönde değiştirdiğini söylüyor. “İşin gidişatından hoşlanmadığım bir aşamaya geldik” diyen Chase, “Daha fazla toplantı için toplantılar düzenleyen kurumsal kişileri çalıştırıyorduk” dedi.

Tyrrells’in yeni büyük iş anlayışından memnun olmayan ve ‘karmaşık bir boşanma’ sürecinden geçen Chase, 2008 yılında neredeyse 40 milyon pound’a yani günümüzdeki değeriyle yaklaşık 1 milyar 657 milyon karşılığında özel sermayeli bir işletmeye, firmasını sattı.

Şimdilerde Chase, ABD’de seyahat ederken keşfettiği patates votkasını üretiyor. 2008 yılında ilk partisi üretilen ‘Chase Distillery’ markası da başarı elde etti. Patatesten sonra elmadan yapılan votkalar ve cinler de üreten Chase, ilham veren hikâyesi için şu yorumu yapıyor: “Hayatınızı pazartesilerden korkarak yaşamayın. Bu yüzden yapmayı sevdiğiniz bir şey bulun. İş konusundaki tavsiyem ise bir şey gerçek olamayacak kadar iyi görünüyorsa muhtemelen öyledir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir