Atlar hakkında bilmeniz gereken 50 gerçek

At ailesinin en eski üyesi, “şafak atı” veya “Eohippus” adını taşır. Bu türün geçmişi 55 milyon yıl öncesine dayanıyor.

Bulunan en eski hayvan oymacılık örneği Güney Almanya’da 31.000 yıl öncesine ait bir at heykelidir.

Atlar, zebralar ve eşekler (aynı zamanda diğer tek tırnaklılar) Yunanca “tek sayılı el veya ayak parmağı” anlamına gelen Perissodactyla türüne aittir.

20. yüzyılın başlarında at dışkısı ve leşleri şehri kirlettiği için arabalar at arabalarına karşı çevre dostu bir çözüm olarak görülüyordu.

Gelmiş geçmiş en yaşlı at “İhtiyar Billy” idi. Billy, 1822’de 62 yaşında, olgun bir yaşta öldü.

Su üzerinden en uzun atlama rekoru, 25 Nisan 1975’te Güney Afrika’nın Johannesburg kentinde jokey Andre Ferreira’nın Something adlı atı tarafından kırıldı.

İnsanlar atları yaklaşık M.Ö. 3.500 yıl önce Türkler tarafından evcilleştirdi.

Atlar bacak eklemlerini kilitleyerek ayakta uyuyabilirler.

Atların insanlardan farklı olarak yaprakları sindiren bir apandise sahip olması, bazı bilim adamlarının insan apendisinin de benzer bir işleve sahip olabileceğine inanmasına yol açtı.

Bir atın dişlerinin büyümesi asla durmaz.

At toynakları, insan saçı ve tırnaklarında da bulunan bir proteinden yapılır.

Atların yemek borusu çevresinde güçlü bir kas grubu bulunur. Bu kaslar o denli güçlüdür ki atların kusmadan önce midesi patlar.

At korkusuna “ekinofobi” adı verilir.

Bir at toynağı üzerine baskı uyguladığında, kan bacaktan yukarı doğru damarlara doğru sıkışır ve böylece bir tür pompa görevi görür.

Kuzey Amerika’daki her at, Avrupa atlarının soyundan gelir.

Dünyada yaklaşık 58 milyon at var ve bunların büyük çoğunluğu insanlar tarafından bakılıyor.

Amerikan Çeyreği, dünyanın en popüler at türüdür.

Araştırmacılar, atların duyguları ifade etmek için neredeyse insanlarla aynı şekilde karmaşık yüz ifadeleri kullandıklarını buldu.

Atların son derece gelişmiş beş duyusu vardır: tatma, dokunma, işitme, koku ve görme. Ayrıca insanlarda çok nadir görülen, esrarengiz bir altıncı hisse, yüksek algıya da sahiptirler.

Atlar kara memelileri arasında en büyük gözlere sahiptir. Ayrıca neredeyse 360 ​​derece görebilirler.

Atların gözleri insanlarınkinden yaklaşık 9 kat daha büyüktür.

At sürülerin üyeleri hiç bir zaman aynı anda uzanmaz. Çünkü en az bir tanesi, arkadaşlarını potansiyel tehlikelere karşı uyarmak için gözcülük vazifesi görür.

Evcil atlar, üzüntü veya sinir gibi insani duyguları algılayabilirler.

Atlar ağızlarından nefes alamazlar, sadece burunlarından nefes alırlar.

Erkek ve dişi atların diş sayıları farklıdır. Erkeklerde 44, kadınlarda ise 36-40 arası diş bulunur.

Bir atın üşüdüğünü kulaklarının arkasına dokunarak anlayabilirsiniz. O bölge soğuksa at üşümüş demektir.

Atlar günde yaklaşık 10 galon tükürük üretir.

Bir atın kalbi yaklaşık olarak bir basketbol topu büyüklüğündedir.

At iskeletinde 205 kemik bulunur.

Araştırmalar atların mükemmel hafızaya sahip olduğunu, muhtemelen fillerden daha iyi olduğunu göstermiştir!

Atlar sosyal hayvanlardır ve ölen arkadaşlarının yasını tutarlar.

Arap atları, hayvanlar alemindeki en dayanıklı koşucularından biridir ve dinlenmeden 160 km üzerinde koşabilme kapasitesine sahiplerdir.

Bir at üst dudağını kıvırıp dişlerini gösterdiğinde aslında size gülmüyor. Atlar bu hareketi kokuları burun kanalının arkasında bulunan özel bir koku alma bezine yönlendirmek için yapıyorlar.

Bir atın beyni yaklaşık 625 gram ağırlığındadır; bu da bir insan beyni ağırlığının yaklaşık yarısına tekabül eder.

Bir zamanlar insanlar atların renk körü olduğunu düşünüyorlardı.

Her ne kadar su aygırı yani hippopotamus adlı “nehir atı” anlamına gelse de bir su aygırı aslında domuzla attan daha yakın akrabadır.

Bir atın toynağının tamamının yeniden büyümesi 9-12 ay sürer.

Atların çoğu yaklaşık 25 yıla kadar yaşar.

Bir atın dişleri kafasında beyninden daha fazla yer kaplar.

2003 yılında klonlanan Haflinger kısrağı, bu kategoride tarihte bir ilk olmuştu.

Atların en yakın akrabası inek, domuz ya da keçi değil, gergedandır.

Moğolistan’a özgü nesli tükenmekte olan Przewalski atı, insanların evcilleştiremediği tek at türüdür.

İnsanlarda sadece 3 kulak kası bulunurken atlarda 10 tane bulunur. Bu, kulaklarını 180 derece hareket ettirebildikleri ve dinlemek için özel bir alan ayırabildikleri anlamına gelir. Ayrıca diğer atlarla iletişim kurmak için de kullanılır.

Atlar doğduklarından birkaç saat sonra koşabilirler.

Bir atın kaydedilen en hızlı koşu hızı 88 km/saattir.

Bir at geceleri insanlardan daha iyi görür. Ancak bir atın gözlerinin aydınlıktan karanlığa ve karanlıktan aydınlığa alışması insana göre daha uzun sürer.

Bir at dörtnala koştuğunda dört toynağı da yerden kalkar.

Şimdiye kadar kayıtlara geçmiş en küçük at ABD’de tespit edildi. New Hampshire’da yaşayan bu tüm zamanların en küçük atı 36 cm’lik Einstein adlı minik bir midilliydi.

Atlar 17. yüzyıldan beri polis teşkilatlarında kullanılıyor.

Atlar her gün en az 25 galon su içerler; bu, sıcak bölgelerde daha fazladır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir