Arda’ya Montella’nın neden mobing yaptığı ortaya çıktı. Ali Koç anında devreye girdi. Mevzu pahalı saat meselesi çıktı

Şampiyonayı bıraktık Arda olayı ile yatıp kalkıyoruz.
Günlerdir Almanya’da kapı kapı dolaşıp araştırıyorum.
Öyle ya, her yerde kulağımız vardı.
Perde arkası, masa altı, çekmece..
Hani nerde.
Ara ki bulasın (!)

Yok, yok, yok arkadaş.
Tam da burası beni aştı. En iyisi kürkçü misali geldiğim yere döneyim derken telefonum çaldı.
Gurbetçi arkadaş, yemeğe gidelim dedi..
Bindik arabasına çıktık otobana.
Mönchengladbach merkezde Arjantin restoranı var. Etleri müthiş. Başka yerde yok…” anlattı da, anlattı..
Baydı resmen.

Benim derdim ne, arkadaşın ne..
Neyse 1 saati aştık. Bufalo amblemi olan yere geldik.

Gel buradan yak.
Dakika bir gol bir.
Kapıdan cep telefonlarımızı aldılar.

Yasakmış.
İçeri girdik. Sanki yüzlerce yıl geri gittik. Gaz lambası yanıyor. Bastığın yer tahta gıcırdıyor. İnanılmaz.
Yolu düşen mutlaka uğrasın…

Hani denir ya hep. Haber bu bazen ayağa gelir diye.
İşte tam da olan bu.

Yan masada Federasyondan sanırım birileri var.
Sanıyorum zira yönetici değiller.

Benim arkadaş tam konuşacak oldu.
İşaret yaptım.
Yüksek ses ile konuşmak da yasak..
Öyle müzik, kaşık bıçak sesi yok.
Metal ve cam da yok.
Tamamen ahşap takımlar.

Zoraki duyuyorum.

Meğer konuları Arda.

Kulak kabarttım.

Anlatılan aynen şu..

Mehmet Büyükekşi, Gürcistan maçı sonrası TFF kasasından üç adet Rolex saat aldırıyor..

En pahalısından.

Birini hocaya veriyor..

Diğerini Arda için ayırıyor.
Üçüncünün akıbeti meçhul.
Sahi, acaba onu ne yaptılar.

Anlatmaya devam ediyor..
Bir kişi anlatıyor, üçü dinliyor.
Bir de yan masada bendeniz…

Devamla; futbolcular, Büyükekşi’nin sadece Montella’ya böylesine pahalı jest yapmasına çok ama çok bozuluyorlar.
Özellikle Cenk ve Hakan, takımın abileri olarak tepki koyuyorlar.

Arda’da bunun üzerine, hediye edilmek istenen kol saatini almak istemiyor.

Olacak bu ya..

Tam o sırada Ali Koç, tebrik için Arda’yı arıyor.

Arda, durumu başkan ile de paylaşıyor.

Koç’tan kocaman aferin alıyor.

Koç buna öyle sinirleniyor ki, ama eski yıldızına çaktırmıyor.
Büyükekşi’ye haber gönderiyor.

Eğer Federasyonun bütçesi yoksa, ben bütün takım için sorumluluk üstlenmeye hazırım. Çocukların böyle saçma, sapan işlerle morallerini bozmayın. Mille Takım kulüpler üstü. Hepimizin ..

İşte Büyükekşi buna köpürüyor. Saati kapan Montella, Arda odaklı karşılık vermek istiyor. Eski takım arkadaşı İrfan Can Kahveci, başta olmak üzere oyuncular, genç yeteneğin olup bitenden sorumlu tutulamayacağını belirtiyor.

Buna rağmen sular durulmuyor. Büyükekşi kaldığı otelden ayrılıp Milli Takımın kamp yaptığı yere geliyor. Montella dışında pek de iyi karşılanmıyor.
Yüzüne bakan dahi olmuyor. Geldiği gibi gidiyor..

İtalyan hoca saati iade etmiyor. Önce Arda konusuna istinaden, “Yorgun olduğu için sakatlık riski var. Oynamayacak..” diyor. Böyle bir durum futbol literatüründe yok.

Oyuncu elbette yoruluyor. Kafilede fizyoterapist, masör ne ararsan var. Ona göre idman yapar. Yorgunluk atar.

Bu balon çabuk patlayınca, kasıkta çekme var deniyor. Bu daha etkili patlayıcı balon.

Aynı arda skor farka gidince maça alınıyor.
Vallahi şaka gibiyiz.
Bu arada Portekiz’de Arda’nın nerede ise babası yaşındaki; Pepe ve Ronaldo, yorgun argın oynuyor!

Yan masanın sohbeti farklı konulara kayıyor.

Biz başlıyoruz usulca havadan sudan muhabbete.
Anlıyorlar Türk olduğumuzu, anında ortadan yok oldular.

Haaa bu arada Arjantin restoranında yemekte sınır yok.

Veriyorlar eline mönü kartı.

Her bölge numaralı.
Nerden başlamak istersen işaret koyuyorsun.
Geliyor da, geliyor.
Sınır yok.
Dur diyene kadar ardı, arkası kesilmiyor.

Keşke imkan olsa da, Ali Koç başkan ile aynı mekanda akşam oturabilsek.

O da olmasa nereden duyacağız bunları.
Zira konu Mourinho ve transfer idi.
Bir anda, Arda’ya dönüldü.

Alışığız ya hep, yan masadan içecek. Hesap. Çiçek gibi..

Bu da bir ilk.

Haber; yan masadan.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir