Ali Şeriati’nin duası

Ali Şeriati’nin duası

Ey kadir olan Allah’ım…

Alimlerimize mes’uliyet,

Halkımıza ilim,

Dindarlarımıza din,

Mü’minlerimize aydınlık,

Aydınlarımıza iman,

Tutucularımıza kavrayış,

Kavramışlarımıza tutuculuk,

Kadınlarımıza bilinç,

Erkeklerimize şeref,

Yaşlılarımıza bilgi,

Gençlerimize, asalet,

Öğretmenlerimize inanç,

Öğrencilerimize inanç,

Uyuyanlarımıza, uyanıklık,

Uyanıklarımıza, irade,

Muhafazakarlarımıza, hareket,

Suskunlarımıza, feryat,

Yazarlarımıza, güvenirlilik,

Sanatçılarımıza, dert,

Şairlerimize, şuur,

Araştırmacılarımıza, hedef,

Tebliğlerimize, gerçek,

Kıskançlarımıza, şifa,

Bencillerimize, insaf,

Sevenlerimize, edeb,

Mezheplerimize, vahdet,

Halkımıza kendini bilme,

Tüm milletimize, samimiyet, himmet, özveri,

Kurtuluşa yaraşırlık ve izzet bağışla…

Amin Ya Rabbel alemin…

ALİ ŞEİATİ KİMDİR?

24 Kasım 1933’te Horasan’da Şebziver yakınlarındaki Kahak köyünde doğdu. İlk öğrenimine Mezînân’da başladı, Meşhed’deki Firdevsî Lisesi’nde ve Öğretmen Okulu’nda okudu. Meşhed Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden mezun oldu (1958). Üniversitede öğrenci iken sınıf arkadaşı Pûrân Razavî ile evlendi. Lisans üstü eğitimi için Fransa’ya gönderildi. Les mérites de Balkh başlıklı doktora tezini Sorbonne Üniversitesi’nde tamamladı (1963).

İran’a dönünce şahlık rejimine karşı faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle tutuklandı ve bir buçuk ay hapiste kaldı. Değişik kurumlardaki memuriyetleri ve kısa süreli öğretmenliğinin ardından Meşhed Üniversitesi’ne öğretim görevlisi olarak kabul edildi (1966). Üniversitedeki dersleri geniş çevrelerde ilgi uyandırmaya başladı. Konuşmalarında yeni bir dil, sunum ve içerik bulan gençler için Şerîatî adı artık geleneksel ve Batılılaşmış bakış açıları karşısında onlardan bağımsız, alternatif bir açılım olarak değerlendirilmekteydi. Ancak bu faaliyetleri yüzünden görevine son verildi (1971).
erîatî sınırlı düzeyde de olsa görüşlerini dile getirmeyi hep denedi. Fakat hayatı kendisi ve ailesi için çekilmez bir hal alınca 16 Mayıs 1977’de yurt dışına çıkmak zorunda kaldı. Aynı yılın 19 Haziranında Londra’daki evinde ölü bulundu. Daha sonra defnedilmek üzere ezar Suriye’ye gitirildi.
Taraftarları onun SAVAK mârifetiyle düzenlenen bir cinayete kurban gittiğini iddia ediyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir