Devlet politikaları, yenilenebilir enerjiyi teşvik etmek amacıyla enerji şirketlerine önemli miktarda sübvansiyon sağlıyor. Bu sayede, rüzgarlı ve güneşli günlerde elektrik talebi azalsa ve fiyatlar negatife düşse bile, şirketler aldıkları teşviklerle kar etmeye devam edebiliyor.
Bu süreçte, elektrik kullanan tüketiciler ve şirketler de faturalarını azaltma fırsatı yakalıyor. Bazı ülkeler bu durumu tüketicilere yansıtırken, bazıları ise yansıtmıyor.
Örneğin, Hollanda bu yıl şu ana kadar 347 saat negatif elektrik fiyatı yaşadı ve geçen yılın 316 saatlik rekorunu kırdı. Bu yıl sonuna kadar toplam negatif saat sayısının 400-450’ye ulaşması bekleniyor.
Bu negatif fiyat saatlerinin yanı sıra, sıfıra çok yakın saatler de oldukça fazla. Bu durum, elektrik tüketiminin çok daha ucuza mümkün olduğu anlamına geliyor.
Negatif fiyatlar genellikle yaz aylarında, hafta sonları ve tatil dönemlerinde, yani sanayinin daha az aktif olduğu dönemlerde görülüyor. Ancak, güçlü rüzgarların estiği soğuk kış gecelerinde de karşılaşılabiliyor.
Bu durum, enerji yoğun sektörlere düşük fiyatlı elektrik dönemlerinde fazla enerji depolama veya bunu başka bir enerjiye dönüştürme fırsatı sunuyor. Örneğin, fabrikalarda elektrikle sağlanan yüksek ısıyı, geceleri yüksek ısı bataryalarında depolayıp gün içinde kullanmak mümkün olabilir.
Diğer faydalı kullanım alanı ise şehirlerdeki ısıtma-soğutma sistemleri için. Isı pompaları kullanılarak bu saatlerde hem sıcak hem de soğuk su üretilip ticari binaların soğutulması veya sıcak su ihtiyacı gibi alanlarda değerlendirilebilir.
Bataryalara sahip şirketler de bu saatlerde elektrik depolayıp, daha sonra daha yüksek fiyatlardan satış yapabilir. Hatta bazı firmalar, evlerdeki bataryaları sanal olarak birleştirip kazançlarını tüketicilerle paylaşıyor.
Sonuç olarak, yenilenebilir enerjinin değişken doğası nedeniyle ortaya çıkan bu üretim fazlalığına uyum sağlamak için tüketimi buna göre ayarlayan dinamik çözümleri hayata geçirmemiz gerekiyor.