Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho, Habertürk Spor’a açıklamalarda bulunuyor.
Mourinho’nun açıklamaları şu şekilde:
“Dünyanın en iyi takımlarını çalıştırdınız. Neden Türkiye, neden Fenerbahçe?”
Jose Mourinho: “Sakin şekilde bekliyordum, analiz ediyordum. Farklı teklifler vardı. Farklı başkanlarla görüştüm. Motive edecek kararı vermek için acele etmiyordum. O dönem 3 başkan adayının hepsi benimle görüştü. Bu da kulübün beni ne kadar istediğini hissetmemi sağladı. ali Koç ve Mario Branco, bana bu kulübün hırslarını acılarını, yara izlerini ve hayallerini anlattı. Yeni bir ülke olması sebebiyle motiveydim. İngiltere, İtalya, Portekiz değil, burası yenilikti. Aynı zamanda kulübün zor bir dönemde olması hırsı vardı. Kulübün hayallerini iyi anlıyorum ve bu kulübün parçası olmak istiyorum.”
“Taraftarlar için savaşacağım”
Jose Mourinho: “Gittiğim her kulüp, benim kulübüm haline gelir. Ben değil, kulüp önemlidir. Hayaller önemlidir. ‘Bu forma benim derim’ söylemim doğru. Onlar için savaşacağım ve elimden gelenin en iyisini vereceğim.”
“Türkiye’de dışarı çıksam 10 metre yürüyemem”
Jose Mourinho: “İngiltere’de insanlar futbolu sadece haftada 90 dakika yaşıyor. Haftanın geri kalanında kendi işleri hayatları var. Chelsea’de çalışırken evim 10 dakika yürüme mesafesindeydi. Maç bitince eve yürürdüm. Türkiye’de 10 metre yürüyemem. Baskıyı seviyorum. Duyguyu seviyorum. Çok fazla şiddet, agresyon gibi şeyleri kapı dışında bırakıp bunu kontrol altına alırsak her şey daha güzel olur. Ligde çok fazla aynı şehirden takım var, İngiltere’de böyleydi. Ama İstanbul’da yaşadığımızla karşılaştırılamaz.”
“8 şampiyonluk kazandınız, 9 burada olur mu?”
Jose Mourinho: “Yabancı hocaların neden başarılı olamadıklarını onlara sorun. İki yıl kalırsam ve şampiyon olamazsam, sizinle bir araya gelip neden olmadığını o zaman söylerim. Çok fazla şey duydum, bunlara insan eşyalarımı toplayıp kaçardım. Dinlendiğim her şeye inanmam. Kendim anlamaya çalışırım. Türk teknik adamlar kültüre daha hakim. Türkiye Ligi’ni öğrenmeye çalışıyorum. Bütün odak noktam bu. Şampiyonluk adayı takımlardan birinin teknik direktörünün çok yakın hakem arkadaşı olduğuna inanmam. Adapte olmak Türk teknik adamlar için daha kolay. Onların zaten doğal habitatı burası. 20 yıl önce Portekiz’den ayrıldım, çabuk adapte oldum ve kupalar kazandım. 9. şampiyonluğu kazanacağıma inanmasam, burada olmazdım.”
“Yaratıcı sol bek gitti ve orada eksiklik içerisindeydik”
“Kostic nerede oynayacak?”
Jose Mourinho: “Yaratıcı sol bek gitti ve orada eksiklik içerisindeydik. Filip Kostic geride üçlüde oynayabiliyor. Kanat bek, sol orta saha oynayabiliyor. Bu anlamda bize çok fazla çözüm bulacak. Tecrübeli bir oyuncu. Takımımızı da çok iyi dengeli bir şekilde tamamlıyor. Her pozisyonda iyi seçeneklerimiz var. Takımın nerede ihtiyacı varsa Kostic de orada oynayacak.”
“Dünyanın en büyük liglerinde 8 kez lig şampiyonluğu kazandınız. Türkiye’de kazanacağınıza inanıyor musunuz?”
“Bence bu onlar için harika bir soru. Bence neden kazanamadıklarını farklı kulüplerde çalışmış pek çok yabancı hocaya sormalısınız. Eğer ben burada iki yıl kalırsam ve iki yılın sonunda şampiyonluğu kazanamamışsam, o zaman sizinle bir araya gelip neden olamadığımı açıklamak isterim. Çünkü o zaman bunu açıklayabilecek duruma gelmiş olurum.”
“Eğer duyduğum her şeye inansam eşyalarımı toplayıp kaçardım”
“Türkiye’de son şampiyon olan yabancı isim Zico’ydu bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?”
“Çok fazla şey duydum. Eğer duyduğum her şeye inansam eşyalarımı toplayıp kaçardım. Dinlediğim her şeye inanmam. Ben daha çok kendim öğrenmeyi tercih ediyorum. Türk teknik direktörler buradaki kültürü daha iyi anlıyorlar. Ülkeyi daha iyi tanıyorlar, daha iyi anlıyorlar. Bu yüzden ben de Türkiye Ligi’nin özelliklerini öğrenebildiğim kadar öğrenmek için uğraşıyorum. Bütün odak noktam bu. Mesela ben şampiyonluk adayı olan takımlardan birinin teknik direktörünün bazı hakemlerin çok yakın arkadaşı olduğuna inanamam. Çünkü buna inanırsam zaten eşyalarımı toplar giderim. Çünkü futbol bu değil. Muhtemelen kültürel anlamda adapte olmak Türk teknik direktörler için daha kolay. Onların zaten doğal habitatı burası. Ben Portekiz’den 20 yıl önce ayrıldım ve dört farklı ülkede çalıştım. Her zaman çabuk öğrenme, çabuk adapte olma, kupalar kazanabilme becerim oldu. Burada da deneyeceğim şey bu.”
“Bence Fenerbahçe doğru işler yaptı”
“Fenerbahçe’nin transfer penceresinde yaptığı hamlelerden memnun musunuz?”
“Çok mutluyum ve bence Fenerbahçe doğru işler yaptı. Bir şey var; belki yanılıyorum ama hissiyatım bu. Türk kulüplerinin Avrupa turnuvaları için oynadıkları ön eleme ve play-off maçlarında zorluk yaşamasının, transfer döneminin daha geç kapanması ile bir bağlantısı var. Bence bir anlamda avantaj sağlayabilecek bir durum. Çünkü çoğu ülkede transfer kapandığı için Türk kulüpleri normalde alamayacakları oyuncuları alma fırsatı yakalıyor ama bir yandan da zorluk yaratıyor. Mesela biz Lugano ve Lille ile oynarken, Avrupa Şampiyonası nedeniyle antrenmanda yer almayan oyuncularımız hariç onun dışında bizim için transfer henüz bitmemişti. Bu asla bir eleştiri değil, gerçeklik bu. Şimdi transfer döneminin neredeyse sonuna geldik. Bizim için transferin kapandığını belirtmek isterim. Bugün kapanabilir ve bence kulüp iyi bir iş çıkarttı.”
“Bir teknik direktör için transferler her zaman gecikmiştir”
“Transferlerin geç kaldığını düşünüyor musunuz?”
“Bir teknik direktör için transferler her zaman gecikmiştir. Çünkü bir teknik direktör için ideal durum birinci gün kadrosunun tam olmasıdır. Ama futbol artık böyle değil. Avrupa Şampiyonası var, Dünya Kupası var, Uluslar Ligi var… Tüm bu turnuvalarla birlikte oyuncular artık neredeyse tatil yapamıyorlar. Benim oyuncularım büyük bir efor sergilediler. Bazıları geri dönüp Avrupa elemelerinde takımlarına yardım edebilmek için sadece bir hafta tatil yaptı. Çok zor bir durum. Kulüpler için de yönetmesi zor bir durum. Şöyle bir tezatlık var. Mesela ben transferlerimi erken yaparım ama belki daha sonra karşıma çıkabilecek büyük fırsatları kaçırmış olurum. Zor bir durum. Bu anlamda ben yönetimin yerinde veya sportif direktörün yerinde olmak istemezdim. Onlar için yönetmesi ve denge bulması zor bir durum.”
“Cenk Tosun bizim için harika bir seçenekti”
“Yeni transferler hakkında neler söylemek istersiniz?”
“Fikrim şu ki takıma önemli bir kalite katıyorlar. Biliyorsunuz forvet pozisyonunda büyük bir değişiklik oldu. Takımımızda geçen seneden sadece Dzeko kaldı. Yabancı oyuncu sayısı, Türk oyuncu sayısı, UEFA listesi gibi tüm bu durumları analiz etmemiz gerekti. Bu sebeplerden dolayı Cenk Tosun bizim için harika bir seçenekti. Aynı zamanda hem tecrübesi hem de ligi iyi tanıması sebebiyle aynı zamanda üst düzey bir forvete gittik. Biz onun arkasında onu yedekleyecek bir forvet almak istemedik. Biz kadromuzda üst düzey forvetler olsun istedik. Kulüp de bunu yapabilmek için müsait durumdaydı. En-Nesyri harika bir oyuncu. İnsanların ne konuştuğunu tahmin edebiliyorum. Aslında Türkçe konuşamamanın iyi şeylerinden biri de bu. Televizyonu açıyorum, hiçbir şey anlamıyorum. Sosyal medyaya bakıyorum, hiçbir şey anlamıyorum. Belki de böylesi benim için harika bir durum ama tahmin edebiliyorum, insanlar diyordur. “Dzeko’yu oynat, birlikte oynasınlar, birlikte oynamazlar, ne olacak?” Olacak şey şu ki, Fenerbahçe’nin sahada hep üst düzey bir forveti olacak. Olacak olan şey bu. 1., 2., 3. diye bir şey yok. Daha iyi performans sergileyen oynayacak. Bazen birlikte oynayacaklar, bazen Cenk Tosun oynayacak.”
Detaylar geliyor…