22. Onur Yürüyüşü: LGBTİ+’lardan Ters Köşe

Her sene polisin engellemelerine rağmen LGBTİ+’lar bu senede sokakta. 22. İstanbul Onur Yürüyüşü dolayısıyla ve “Hatırlıyorum, hatırlıyor musun?” temasıyla bir araya gelen LGBTİ+’lar Taksim ve Cihangir’deki tüm ara sokakların polis barikat ve bariyerleriyle kapatıldığını hatırlatarak “Biz gerekirse taşı deler, zamanı büker, yine birbirimizi gülüşlerimizde buluruz.” dediler.

Pankartlar ve bayraklarla slogan atan LGBTİ+’lar Bağdat Caddesi’ni direniş alanına çevirdi.

Yürüyüş öncesi açıklama yapan ekip “Birlikte binlerce olduğumuz yürüyüşleri, kaybettiğimiz lubunya yol arkadaşlarımızı, Gezi Direnişi’nde kaybettiğimiz yoldaşlarımızı, Roboski’yi, Filistin ve Rojava’daki savaş suçlarını, kayyım ile gasp edilen belediyelerimizi, tutsak edilen vekillerimizi, Berkin Elvan’ı, Ceylan Önkol’u, deprem bölgelerinde ihmal nedeniyle hayatını kaybeden binlerce insanı, KHK ile işinden ederek açlığa terk ettiğiniz milyonları, “başıboş” diye yaftaladığınız sokak köpeklerini unutmadık.” diyerek kalabalıktan güç aldıklarını bir kez daha yinelediler.

Valiliğin yasak kararının ardından rota değiştirip ters köşe Bağdat Caddesi’nde yürüyen LGBTİ+lar, basın açıklamasında şu ifadelere yer verdiler:

“Polisi kandırmaktan, bizimle uğraşmak zorunda bırakmaktan hiç bıkmadık, şehrin farklı yerlerinde, her gün olduğumuz varoluşlarımıza çağrı yaptık. Saçlarımızı savuracağız, ojelerimizi süreceğiz dediğimiz eylemleri dahi yasaklamaya kalktınız.

Kermesimizi, konserimizi, çay içme etkinliklerimizi, partimizi yasaklandınız, resmi kararı hâlâ bekliyoruz. Küründen yasak tebligatlarınızı tanımadık, bir günde kıta değiştirdik, sabahlara dek partiledik, sokaklarda örgütlendik”

Basın açıklamasının devamında şu ifadelere yer verildi:

ALIŞIN, HER YERDEYİZ.

Şu an burada olamayan, çeşitli kaygılarla yürüyüşe gelemeyen, şu an sürgünde olan tüm lubunya dostlarımız bilsinler ki, elbet tekrar kavuşacağız. Lubunya dostlarımız, tüm bu siyasal iklimin insanı ne kadar yalnızlaştırdığını, kendisine küstürdüğünü, bu ekonomik krizden ve yoksulluktan ne kadar etkilendiğini, en temel yaşamsal haklardan olan barınma ve sağlığa erişim hakkının dahi nasıl ihlal edildiğini biliyoruz. Yalnız olmadığını, milyonlarca insan olduğumuzu bir an bile aklından çıkarma. Şimdi uzaktan uzak bir geçmiş gibi gelen o kalabalık, o insanlar hâlâ buralardayız. Hiç gitmedik.

TRANS CİNAYETLERİ POLİTİKTİR

Seçim zaferinin ilk konuşmasında bizi hedef haline getiren 12. Cumhurbaşkanı bilsin ki, örgütlediğiniz büyük aile buluşmaları da, kutuplaştırıcı siyasetiniz de işe yaramayacak. Biz LGBTİ+’lar ne sokakları ne siyaseti ne hayatlarımızı sizlere bırakmayacağız. Tüm bu yoksulluğu, biz LGBTİ+’ları, Kürtleri, mültecileri hedef haline getirerek üzerinden atmaya kalkan iktidar, savaş politikalarıyla, toplumu kutuplaştırırken bütün Türkiye halklarını yoksulluğa mahkum ediyor, politikacılar ise servetlerine servet katıyor. Bizi, rezil bir geleceğe köle sanıyorlar. Bu düzeni elbet değiştireceğiz. Bizi bin bir yasakla baskıyla bu atmosfere sürüklemeye çalışanlar bu atmosferde bizlerin birbirimizden başka dermanının olmadığını duysun.

Seçilmişlere kayyım atayanın da, vekillerimizi kumpas davalarıyla tutsak edenlerin de, Cumartesi Annelerine/İnsanlarına meydanları yasaklayanın da, işçilerin canını değersiz görenin de sokak hayvanlarının yaşamlarına savaş açanların da aynı devlet olduğunu biliyor, eşit ve özgür hayattan yana olan tüm insanları birleşik mücadeleye, bu Onur mücadelesinde LGBTİ+’ların sesini yükseltmeye çağırıyoruz.

Bizi “sözde” illegal ilan edenler duysun: Evde, sokakta, işte, okulda, çarkta, her yerdeyiz. Ne yalnızız, ne yanlış. Bir gün değil her gün içinizdeyiz. Binlerce polisiniz, helikopterleriniz, yasaklarınız bizi durduramaz. Şehrin tüm sokakları bizimdir. Yaşasın lubunya dayanışmamız!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir