10’uncu Nükleer Santraller zirvesi İstanbul’da başladı: 3 sahada toplam 12-16 arası reaktör

Ankara Sanayi Odası (ASO) ve Nükleer Sanayi Derneği (NSD) tarafından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın destekleriyle hayata geçirilen 10’uncu Nükleer Santraller Zirvesi – NPPES, 2 Temmuz 2024 tarihinde Hilton Bomonti Konferans Merkezi’nde kapılarını açtı.

İki gün sürecek Zirve’de nükleer enerji sektörünün sıfır karbon ekonomisindeki rolü, Türkiye’nin nükleer enerji alanındaki gelecek planları, en yeni teknolojiler ve sektörün finansmanı gibi başlıklar ele alınacak.

NPPES’in açılışını; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürü Yusuf Ceylan, ASO Başkanı Seyit Ardıç, NSD Başkanı Alikaan Çiftçi, Akkuyu Nükleer A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Anton Dedusenko, Yeni Nükleer İzleme Enstitüsü (NNWI) Başkanı Tim Yeo ile Şangay Nükleer Mühendislik Araştırma ve Tasarım Enstitüsü (SNERDI) Uluslararası Projeler Başkanı Min FEI gerçekleştirdi.

“AKKUYU, SİNOP VE TRAKYA DAHİL 3 SAHADA TOPLAM 12 – 16 ARASI BÜYÜK ÖLÇEKLİ REAKTÖR KURMAYI HEDEFLİYORUZ”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürü Yusuf Ceylan, NPPES’te şu konulara dikkat çekti:

“Akkuyu NGS’nin 4 ünitesi devreye girdiğinde yıllık 35 milyar kWh elektrik üretilecek. Bu rakam ülkemizin mevcut yıllık elektrik talebinin yaklaşık yüzde 10’una, İstanbul’un talebinin ise yüzde 90’ına denk geliyor. Ayrıca nükleer enerjiden elde edilecek bu elektrik üretimi sayesinde, yılda 35 milyon ton karbon-dioksit emisyonu ile 7 milyar metre küp doğalgaz ithalatının da önüne geçilmiş olacak”

Ceylan sözlerine şöyle devam etti:

“Ülkemizin 2053 yılı net sıfır karbon emisyonu hedefine ulaşmak ve enerjide dışa bağımlılığımızı minimuma indirmek amacıyla yenilenebilir ve yerli enerji kaynakları ile nükleer santraller, baz yük olarak enerji politikalarımızın tam merkezinde yer alıyor. Bakanlığımızın yayımladığı Ulusal Enerji Planımıza göre; nükleer enerjinin elektrik üretimindeki payını 2035 yılına kadar yüzde 10’un üzerine, 2053 yılına kadar ise yüzde 30 seviyelerine çıkarmayı planlıyoruz. Bunun için en az 20 GW nükleer kapasiteye ihtiyacımız var. 2053 yılında bu hedefi gerçekleştirdiğimiz takdirde dünyanın önde gelen nükleer güç sahibi ülkelerinden biri olacağız. Bu kapasiteye ulaşmak için Akkuyu, Sinop ve Trakya dahil olmak üzere 3 farklı sahada toplam 12 ile 16 arası büyük ölçekli reaktör kurmayı hedefliyoruz. Bu santrallere yönelik şu anda Çin, Güney Kore, Rusya gibi teknoloji sahibi ülkelerin şirketleriyle müzakerelerimiz devam ediyor.”

ELEKTRİK GÜCÜ SAĞLIYOR
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, “Ülkemiz, Akkuyu sahasında kazandığı tecrübeler ışığında, özellikle sanayinin etkin katılımıyla, uluslararası nükleer tedarik zincirinde söz sahibi olma hedefinde ilerliyor. Ankara Sanayi Odası olarak, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’mızın Kümelenme Destek Programıyla desteklenen Nükleer Sanayi Kümelenmesi – NÜKSAK, Türkiye çapında 75 öncü sanayicimize hizmet veriyor. Nükleer enerji alanında sanayicilerimizin tedarik zincirine dahil olması için mentörlük hizmeti veren NÜKSAK; bu alandaki girişimciler, start-up’lar ve teknoloji firmaları için bir arayüz fonksiyonu görmeye devam edecek. Odamız ve Nükleer Sanayi Derneği iş birliğinde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın destek ve katkılarıyla düzenlenen Nükleer Santraller Zirvesi dünyanın sayılı nükleer etkinlikleri arasındaki yerini aldı. Ülkemiz adına bir marka değerine sahip bu etkinlik, nükleer teknolojide lider ülkelerin de katılımlarıyla her geçen yıl daha fazla ilgi görüyor” diye konuştu.

Ardıç sözlerine şöyle devam etti:

“Avrupa Yeşil Mutabakatı dahil Küresel İklim Krizi’nin ülkemiz üzerindeki olası ticari ve ekonomik etkileridir. Özellikle elektriği yoğun olarak kullanan biz sanayiciler de, nükleer enerjinin ülkemiz için ne kadar stratejik olduğunun farkındayız. Sürdürülebilir bir gelecek için enerji kaynaklarımızı çeşitlendirirken, yenilenebilir enerji kaynakları ile birlikte nükleer enerjiyi de etkin bir şekilde kullanacağımıza inanıyorum. Ayrıca Nükleer teknoloji, karbonsuz baz elektrik gücü sağlamasının yanında yenilikçi pek çok teknolojinin gelişimine de öncülük ederek ülke ekonomisine dolaylı katkı da sunuyor.”

ARZ GÜVENLİĞİ İLGİYİ ARTIRDI
Nükleer Sanayi Derneği Başkanı Alikaan Çiftçi ise şunları söyledi:

“NPPES, küresel nükleer sektörün oyuncuları ile Türk sanayicilerinin yeni nükleer enerji yatırım fırsatlarını görüştükleri ve iş birliklerine imza attıkları önemli bir platform olmayı başardı. Dünyada gözler yeniden nükleer enerjiye çevrildi. Bu kapsamda COP28’de, 2050 yılına kadar global nükleer enerji kapasitesini üç katına çıkarma hedefi deklare edildi. Global nükleer enerji hedefleri, Türk sanayicileri için çok ciddi fırsatlar içeriyor. SMR’ler ve mikro reaktörler, modüler yapıları sayesinde sanayi kalkınmasına büyük katkı sağlayabilir. Türkiye, bu noktada global bir sanayi ve tedarik üssü olma potansiyeline sahip ve yine teknoloji geliştirme konusunda da avantajlı bir pozisyonda. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın 2050 yılına kadar Türkiye’nin nükleer kapasitesini 20 gigavatın üzerine çıkarma hedefi var. Bu kapsamda hem konvansiyonel hem de SMR ve mikro reaktörlerin geliştirilmesi için görüşmelere başlandı ve uluslararası iş birlikleri sağlamak üzere kararlılıkla atılan adımları NSD olarak yakından takip ediyoruz.”

Akkuyu Nükleer A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı şunları aktardı:

“Nükleer Düzenleme Kurumu, Akkuyu NGS’ye Aralık ayında 1. Ünite için devreye alma izni verdi ve böylece başlatma ve ayar çalışmalarının başlamasına izin verildi. Bu, bir NGS inşaatının son aşaması olup, daha sonra güvenli çalışması için temel sağlar. Bu çalışmalar şu anda tüm hızıyla devam ediyor. Akkuyu sahasında şu anda yüzde 80’i Türk vatandaşı olan 34 binden fazla uzmandan oluşan iyi koordine edilmiş, profesyonel bir ekip istihdam ediliyor. Türkiye’nin Ulusal Enerji Planı’nın 2050 yılına kadar Türkiye’nin enerji karmasına 20 gigawatt kurulu nükleer kapasite eklemeyi öngördüğünün farkındayız. Bu iddialı planlar ve Türkiye’nin bu planları uygulamadaki titiz yaklaşımı, Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedeflerine ulaşma ve nükleer enerjinin kilit bir sütun olacağı düşük karbonlu sürdürülebilir bir ekonomi yolunda istikrarlı bir şekilde ilerlediğini gösteriyor.”

Şangay Nükleer Mühendislik Araştırma ve Tasarım Enstitüsü (SNERDI) Uluslararası Projeler Başkanı Min FEI ise şunları söyledi:

“Türkiye büyük bir ekonomiye ve enerji ihtiyacı açısından büyük bir potansiyele sahiptir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve SPIC verimli görüşmeler yapmış ve yenilenebilir enerji ve nükleer enerji projelerinde iş birliğini derinleştirme niyetinde olmuştur. Açıklık, iş birliği ve karşılıklı saygıya dayalı çok etkili bir çalışma ilişkisi geliştireceğiz. SPIC, Türkiye’nin enerji dönüşümü için çalışmaya devam edecektir. SPIC dünyanın en büyük güneş enerjisi üreticisi, en büyük yenilenebilir enerji üreticisi ve en büyük temiz enerji üreticisi konumunda. Şu anda, SPIC’in 238.65 GW toplam kapasitesinin yüzde 70’ini temiz kaynaklar oluşturuyor ve SPIC, dünyanın düşük ve sıfır karbon hedeflerine önemli katkılarda bulunuyor.

Lisanslı bir geliştirici ve işletmeci olarak, SPIC şimdi 8 reaktör filosuna sahip ve işletiyor. SPIC’in bir yan kuruluşu olan SNERDI, şu anda EPC müteahhidi olarak 6 Gen-III ileri reaktör inşa ediyor. Bu reaktörler arasında, 2 CAP1400/Guohe 1 ünitesi 2024 sonunda devreye girmeye hazır olacak. Aynı zamanda, SNERDI bu yıl Güney Çin’de 4 yeni ünite inşaatına başlamayı planlıyor.”

Yeni Nükleer İzleme Enstitüsü (NNWI) Başkanı Tim Yeo açış konuşmasında şunlara dikkat çekti:

“Türkiye, henüz kendi enerji tedarik güvenliğinin keyfini çıkaramıyor. Enerjisinin büyük bir kısmı için, ithalata bağımlı ve bu ithalat bağımlılığı bazen fiyat artışlarına ve hatta arz kesintilerine maruz kalmasına neden oluyor. Türkiye’nin kendi nükleer reaktörlerini hızla inşa etmeye başlaması harika bir haber. Türkiye, Fransa, Japonya, Güney Kore, Çin, Kanada ve elbette Rusya gibi potansiyel ortaklarla birlikte 50 yıldır nükleer enerji kapasitesini geliştirme planlarına sahip. Türk hükümetinin akıllıca kararı sayesinde, Türkiye önümüzdeki dört yıl içinde devreye girecek yaklaşık beş gigawatt nükleer enerji kapasitesine sahip olacak. Türk hükümetinin aldığı bu kararın Güneydoğu Avrupa, Orta Asya ve ötesindeki diğer ülkelere de örnek olmasını dilerim. Böylelikle nesilleri tehlikeli ve geri dönülmez iklim değişikliğinin gerçekleşmesini önlemeye yardımcı olunacak ve gelecekteki nesiller Türkiye’ye, hükümetine ve halkına minnettar kalacak.”

INPPES Fuarcılık tarafından hayata geçirilen 10. Nükleer Santraller Zirvesi, bu yıl Yeni Nükleer İzleme Enstitüsü (New Nuclear Watch Institute – NNWI), Rusya’nın Nükleer Sanayii İnşaat Kompleksi Kuruluşları Derneği ve Kore Nükleer Derneği tarafından resmi olarak da destekleniyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir